“Dün bir kupa kırdım. Normal koşullarda bu büyük bir sorun değil, kırıntıları süpürür ve günüme devam ederdim. Değerli bir kupa olsaydı, belki bir an üzülürdüm ama hemen hemen üstesinden gelirdim. Yalnız başıma yerdeki kupa parçalarına bakmak beni ağlatmaya yetti.”
Çoğu zaman insanlar ağlamanın zayıflık göstergesi olduğu veya sizin “çok hassas” olduğunuz gibi yanlış bir izlenime sahiptir. Araştırmalar ağlamanın üzüntü ve hayal kırıklığına karşı insani bir tepki olmasının yanı sıra sağlıklı da olduğunu göstermektedir. Ağlamak, vücut üzerinde olumsuz fiziksel etkilere sahip olan duygusal stresi azaltmanın doğal bir yoludur.
Kendinizi sık sık görünürde bir sebep olmadan ağlarken buluyorsanız, bu sizi kötü bir insan yapmaz; ancak bu, altta yatan fiziksel veya zihinsel bir sağlık durumuyla uğraştığınız anlamına gelebilir. İşte bu yazıda öncelikle gözyaşlarınızın türlerine sonrasında da ağlamanızın arkasındaki en yaygın açıklamalardan bazılarına değinilecektir.
Gözyaşlarımız, Sebeplerine Göre Türleri
Bazal (gözleri korumak, beslemek ve kayganlaştırmaya yardımcı olur), refleks (yabancı parçacıklar veya buharlardan kaynaklanan göz tahrişlerini temizlemenize yardımcı olur) ve psişik/duygusal (güçlü duygulara tepki olarak üretilir) olmak üzere üç tür gözyaşı vardır. Psişik veya duygusal gözyaşları; beyinde stres, zevk, öfke, üzüntü ve ıstırap (veya fiziksel acı) kaydedildiğinde meydana gelir. Göz çevresine hormon salgılaması için endokrin sistemini tetikler ve bu da gözyaşlarının oluşmasına neden olur. Bu gözyaşları aslında doğal bir ağrı kesici olan lösin enkefalin içerir. Gözyaşlarıyla birlikte, duygusal ağlama da kalp atış hızınızı artırma eğilimindedir; sizi terletir, nefesiniz yavaşlar ve boğazınızda bir yumru (globus hissi olarak bilinir) yaşayabilirsiniz. Uzun süre ağlamak oksitosin ve endorfin olarak da bilinen endojen opioidleri serbest bırakır. Bu iyi hissettiren kimyasallar hem fiziksel hem de duygusal acıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Endorfinler serbest bırakıldığında, vücudunuz biraz uyuşmuş bir aşamaya girebilir. Oksitosin size sakin veya esenlik hissi verebilir. Böylelikle ağlamanın kendi kendini yatıştırıcı bir eylem olduğu söylenebilir. İlginç bir şekilde, memeliler ve bazı kuş türleri, bakıcılarından ayrıldıklarında sıkıntılı sesler çıkarsalar da; insanlar, yaşamları boyunca devam eden bir özellik olan duygusal gözyaşı üretimi söz konusu olduğunda benzersiz ve tek görünmektedir.
Sürekli Ağlamak İstemenin Nedenleri Nelerdir?
Sürekli ağlama isteği, bazı psikolojik rahatsızlıkların belirtisi olabilirken, aynı zamanda altta yatan nörolojik bir sorunun işareti de olabilir. Sonuç olarak, uyguladığınız tedavi seçenekleri ve başa çıkma stratejileri, nedene bağlı olarak farklılık gösterecektir. Sürekli ağlama isteğinizin normal mi yoksa bir problem mi olduğundan emin değil misiniz? Bir şeylerin yanlış olabileceğine veya normal gözyaşlarından daha fazlası olabileceğine dair aşağıya göz atmak faydalı olabilir.
Kendinizi mutlu bir olay sırasında kontrolsüz bir şekilde ağlarken veya üzücü bir olay sırasında histerik bir şekilde gülerken buluyorsanız psödobulbar etki (PBA) adı verilen bir durumunuz olabilir. PBA nörolojik bir bozukluktur; yani sinir sistemine verilen hasardan kaynaklanır. Ani, kontrol edilemeyen ve uygunsuz ağlama veya gülme ile karakterizedir. PBA genellikle travmatik beyin hasarı gibi çeşitli nörolojik durumların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu nedenle bir hekime görünmek faydalı olabilir.
Sık sık ağlama isteğinin diğer nedeni de ruhsal bir sağlık sorununun işareti olabilir. Sevilen birinin kaybı gibi bir durumdan kaynaklanan yas, yaşamınızdaki devam eden hoşnutsuz bir durumla ilgili keder veya endişe hali bunlara örnek gösterilebilir. Aynı zamanda travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), anksiyete bozukluğu, duygu durum bozuklukları başta olmak üzere sürekli ağlama isteği uyandıran ruhsal sorunlarla mücadele ediyor olabilirsiniz. Depresyon yaşadığınızda sık sık ağlama isteği hissedebilirsiniz; uyku sorunları, olağan aktivitelerden zevk alamama ve iştah değişiklikleri gibi çeşitli belirtiler de bu duruma eşlik etmektedir. PBA bazen depresyonla karıştırılır. Bunları ayırt etmenin bir yolu tetikleyiciye dayalıdır; PBA bir tetikleyiciden yoksundur veya uygunsuz şekillerde tetiklenmektedir. Sonuç olarak kendinize, “Tam olarak beni bu kadar ağlatan neydi?” sorusunu yöneltmek ağlama isteğinizin nedenini fark etmenize ve tetikleyiciyi belirlemenize yardımcı olabilir.
Öyleyse soru şu, “Hayatınızda neler oluyor ve bu yönetmekte zorlandığınız bir şey mi?”. Kronik keder, hayatınızda bir şeylerin kötü olduğuna dair sürekli bir hatırlatmadır. Bu nedenle, o anlarda genellikle kelimeler yetersiz gelebilir ve ağlamak, kelimelerin yapamadığını ifade etmenin farklı bir yoludur. Ek olarak sürekli ağlama isteğinin güçlüklere yol açmasının nedeni, olayların olduğundan daha kötü olarak yorumlamasından kaynaklanabilir. Özellikle depresyon gibi bir rahatsızlığınız varsa en küçük ayrıntılardan en büyük gerçek endişelere kadar her şey olduğundan daha kötü görünebilir.
Bunun bir diğer açıklaması ise duygusal gözyaşlarının diğerleriyle olan bağlanmayı kolaylaştırıcı etkisi şeklinde olabilir. Bilim insanları, duygusal gözyaşlarının insanlığın dayanışmasının ve bağlılığının evriminde önemli bir rol oynadığını; ağlamanın diğerlerinde yaklaşma ve destek davranışını teşvik ettiğini savunmaktadır. Son zamanlarda yapılan ampirik araştırmalar da incelendiğinde, duygusal gözyaşlarının sosyal bir yapıştırıcı görevi gördüğü ve bağlanmayı kolaylaştırdığı hipotezine uyan, gerçekten de duygusal gözyaşlarının gözlemcilerde bağlanma ve destek olma niyetlerini arttırdığına dair anlamlı kanıtlar elde edilmiştir. Bu nedenlerle sık sık ağlama isteği, destek ve ilgi ihtiyacınızdan da kaynaklanabilir.
Sürekli Ağlama İsteği ile Başa Çıkmak için Ne Yapmalıyım?
Kendinizi duygusal olarak ifade edebilmek -güvendiğiniz biriyle sohbet ederken, resim gibi sanatsal bir araçla veya ağlayarak- duygusal sağlığınız için önemlidir; çünkü bu bir serbest bırakma şeklidir. Duygularımızı ifade etmek, duygularımız ve davranışlarımız arasındaki ilişkiyi görmemize olanak tanır. Böylelikle çeşitli olayları ve etkileşimleri nasıl yorumladığınızı ve algıladığınızı anlamanıza yardımcı olur. Ve birçoğumuz günümüzde farklı farklı sebeplerle bunalmışlık, endişe, yalnızlık ve bitkinlik gibi inişli çıkışlı duygular yaşıyoruz. Bu duyguları kabul etmek ve ifade etmek önemlidir. Ancak eğer ağlayan kişi, ağlamasını belirli bir sosyal bağlamda veya genel olarak uygunsuz buluyorsa, ağlamanın kendi kendini yatıştırıcı etkilerinin önüne geçilebileceği belirtilmektedir.
- Bu nedenle kendinizi sakin kalmaya zorladığınız bir ortamda iseniz, nefes egzersizi yapmak ya da en azından derin ve düzenli nefesler almak faydalı olabilir.
- Gözleri kırpıştırmanın, hızlı göz hareketleri yapmanın, dili damağa ya da dişlere doğru bastırmanın ağlamayı durdurduğuna dair yapılmış araştırmalar bulunmaktadır ve bunları denemek faydalı olabilir.
- Yüz kaslarını gevşetmenin, hatta gülümsemeye çalışmanın ve komik bir durumu düşünmenin an için ağlamanızı engelleyebileceğine dair yapılan araştırmalar bulunmaktadır.
- Diğer kişilerin ne söylediğine odaklanmak, dikkatinizi dağıtmak ve böylece kendi düşüncelerinize ve duygularınıza hapsolmamak iyi gelebilir.
- Bir arkadaş veya aile üyesi gibi güvendiğiniz biriyle konuşmak, kendinizde fark etmediğiniz bazı durumları anlamanıza ve iç görü geliştirmenize yardımcı olabilir. Bu da üzüntünüze neyin neden olduğunu anlamanıza yardımcı olabilir. Aynı zamanda duygularını yazmak size yardımcı olabilecek başka bir seçenektir. Hayatınızda neler olup bittiğini ve bu konuda nasıl hissettiğinizi yazarsanız, üzüntünüzün nedenleri daha belirgin hale gelebilir.
Sizi üzen şeyin ne olduğunu keşfedebilirseniz ve sorun çözülebilecek bir durum ise problem çözme stratejilerini geliştirmek ve kullanmak bazı sorunların üstesinden gelmede gerçekten yardımcı olabilir. Hüznünüzün nedeni gerçekten çözülebilecek bir şey değilse, bunun yerine bunun bir problem olduğunu kabullenip farklı şekillerde nelerin size iyi geleceğine odaklanmanız gerekebilir.
Yine de çok ağladığınızdan endişeleniyorsanız, ağlamanızın aşırı olduğunu veya günlük hayatınızı etkilemeye başladığını düşünüyorsanız, sebepsiz yere ağlıyor veya ruh halinizle ilgili endişeleriniz oluşuyorsa, terapistiniz her zaman sizinle konuşmaktan ve problemlerinizi anlamlandırmanıza yardımcı olmaktan mutluluk duyacaktır.
Kaynaklar
Al-Abdulmunem, M. (1999). Relation between tear breakup time and spontaneous blink rate. Int Contact Lens Clin., 26(5):117-120. doi: 10.1016/s0892-8967(00)00033-.
Gračanin, A., Bylsma, L. M. ve Vingerhoets, A. J. (2014). Is crying a self-soothing behavior?. Frontiers in psychology, 5, 502. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2014.00502
Gračanin, A., Bylsma, L. M. ve Vingerhoets, A. J. (2018). Why only humans shed emotional tears. Human Nature, 29 (2), 104-133. doi: 10.1007/s12110-018-9312-8
Kleinke, C.L., Peterson, T.R., ve Rutledge, T.R. (1998). Effects of self-generated facial expressions on mood. Journal of Personality and Social Psychology, 74, 272-279.
Zickfeld, J. H., Van De Ven, N., Pich, O., Schubert, T. W., Berkessel, J. B., Pizarro, J. J., … Vingerhoets, A..(2021). Tears evoke the intention to offer social support: A systematic investigation of the interpersonal effects of emotional crying across 41 countries.
Journal of Experimental Social Psychology, 95, 104137. http://doi.org/10.1016/j.jesp.2021.104137.
https://www.evimdekipsikolog.com/DanismanlikAlanlari/TSSB-Nedir/11https://www.evimdekipsikolog.com/Degerlendirme-Testi-Detay/Beck-Anksiyete-Olcegi/8 https://www.evimdekipsikolog.com/blog/depresyon-nedir/