Daha önce hiç bulunmadığınız bir ortama girdiğinizde kendinizi biraz gergin biraz da heyecanlı hissetmeniz normal kabul edilse de eğer bu durum sürekli olarak tekrarlanıyorsa arkasında yatan sebep sosyal anksiyete bozukluğu olabilir. Peki bir çeşit kaygı bozukluğu olan sosyal anksiyete nedir?
Ne zaman yeni bir topluluğa karışacak olsanız kendinizi tatlı bir heyecandan çok büyük bir kaygının ortasında mı buluyorsunuz? Sosyal ilişkileriniz konusunda da başarısız olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Öyleyse sosyal anksiyete yaşıyor olabilirsiniz.
Online terapi platformu Evimdeki Psikolog olarak sizler için hazırlamış olduğumuz içeriğimizde sosyal anksiyete nedir sorusunu mercek altına alarak bu durumun yaşanmasına neden olan etkenleri ve sosyal anksiyete problemi ile nasıl başa çıkılabileceğine ışık tutacağız.
Sosyal Anksiyete Nedir?
Sosyal anksiyete nedir sorusunu yanıtlamadan önce “anksiyete” kavramının ne olduğunu açıklamak daha doğru olur. İngilizce “anxiety” olarak ifade edilen bu kelimenin Türkçe karşılığı aslında “kaygı”dır.
Herhangi bir konuya dair duyulan endişelerin tümü ise anksiyete ile açıklanabilir.
Halk arasında sosyal fobi olarak da bilinen ve en yaygın zihinsel bozukluklar arasında yer alan sosyal anksiyete, kavramı, herhangi bir sosyal ortamda yer alma konusuna karşı duyulan rahatsızlık ve gerginlik hissi şeklinde tanımlanabilir.
Sosyal anksiyete rahatsızlığından muzdarip olan bireyler genellikle çok kalabalık ortamlara girmekten ve bu ortamlarda yeni insanlarla tanışmaktan kaçınmaya eğilimlidirler. Bunun ana nedeni ise başkalarının sürekli olarak kendilerinin her hareketini izlediklerine dair duydukları inançtır.
Örneğin herhangi bir sunum ya da ödev için topluluk önünde konuşma yapmanız gerekiyorsa ve başkaları için alay konusu olmaktan çekiniyor; bu nedenle de konuşma yapmak istemiyorsanız bu durum sosyal anksiyeteden kaynaklanıyor olabilir.
Bazen günlük hayattaki en basit aktiviteleri dahi çözülmesi zor durum haline dönüştürse de sosyal anksiyete tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Doğru tedavi yönteminin belirlenmesinin ardından hem kendi kendinize yaptığınız telkinlerle hem de uzman desteğiyle sosyal anksiyete bozukluğunun üstesinden gelinebilir.
Sosyal anksiyete nedir sorusunu yanıtladıktan sonra sosyal anksiyete belirtilerine göz atalım.
Sosyal Anksiyete Belirtileri
Dünya üzerinde nefes alan her insanın birbiriyle benzer özellikleri olduğu gibi farklı özellikler de taşıyabilirler. Yani herkesin belli bir duruma karşı vermiş olduğu tepki bir diğerinden çok daha farklı olabilir.
Doğası gereği hemen herkes sosyal ortamlarda başarısız görünmekten ya da olumsuz eleştiri almaktan çekinebilir fakat bu durum sürekli hale geldiyse yaşanan durumun arkasında sosyal anksiyete bozukluğu yatıyor olabilir. Peki sosyal anksiyetenin diğer belirtileri neler olabilir?
Paranoya ve Kuşkular
Sosyal anksiyetenin en temel sebebinin zihinde yaşanan kaygılar olduğunu söylemiştik. Bu doğrultuda paranoya ve kuşkular bir tür sosyal anksiyete belirtisi olarak kabul edilebilir. Örneğin kalabalık bir ortama girmeniz gerekiyorsa fakat bu durum aynı zamanda sizi korkutuyorsa bu sosyal anksiyeteden kaynaklı olabilir.
Farkında olmadan zihninizde kendi kendinize canlandırdığınız ve herhangi bir gerçeklik taşımayan düşünceler sosyal anksiyete belirtilerinden biridir.
Sürekli Takdir ve Kabul Görme Arzusu
Sosyal anksiyete sahibi bireyler, çevrelerinde bulunan diğer insanlar tarafından her daim takdir edilmek ve pozitif yönde eleştiri almak isterler. Bunun altında yatan neden ise tahmin edilebileceği gibi beğenilmeme kaygısıdır.
Sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan insanlar, genel olarak mükemmeliyetçi bir kişiliğe sahip olmaları nedeniyle zihinlerinde kurguladıkları kötü deneyimleri yaşamaktan çekindikleri için hangi konuda olursa olsun yapabileceklerinin en iyisini en kusursuz şekilde yapma eğilimindedirler.
Göz Teması Kuramama
Sosyal anksiyetenin bir diğer belirtisi ise diğer insanlarla göz teması kurmaktan çekinme olarak açıklanabilir. Bu durum ise sosyal fobiden muzdarip olan bireylerin kendilerini yetersiz hissetmeleri ve kendilerine tam anlamıyla güvenmemelerinden kaynaklanmaktadır.
Bunun yanı sıra sürekli içinde bulundukları kaygı halini çevrelerinde bulunan insanlardan saklamak istemeleri de onları göz teması kurmaktan alıkoyan bir diğer etkendir.
Fizyolojik Tepkiler
Her zaman olmasa da çoğu zaman bireylerde görülen nefes alışverişinin hızlanması ve buna bağlı olarak gelişen kalp çarpıntısı, vücut ısısının yükselmesinden kaynaklanan terleme, ağızda yaşanan kuruluk, ellerin normalden daha fazla titremesi ya da nefes alıp vermede yaşanan zorluk sosyal anksiyetenin fiziksel semptomları arasındadır.
Tüm bunlara ek olarak mide bulantısı da sosyal anksiyete belirtilerinden biridir. Eğer normal şartlarda mide problemi yaşayan biri değilseniz, yalnızca herhangi bir sosyal aktiviteye katılmadan önce midenizde kasılma ya da bulantı olduğunu fark ettiyseniz yaşadığınız mide bulantısı psikolojik olabilir ve sosyal anksiyete bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir.
Psikolojik mide bulantısı hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bu konu ile alakalı hazırlamış olduğumuz Psikolojik Mide Bulantısı Nedenleri ve Tedavi Yolları başlıklı içeriğimizden faydalanabilirsiniz.
Ek olarak Liebowitz Sosyal Fobi Belirtileri Ölçeği’ni çözmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Sosyal anksiyetenin çok küçük yaşlarda başlayan bir rahatsızlık olduğunu söylemek mümkün, öyle ki ilk belirtileri okul öncesi dönemlerde çocuğun ebeveyninden ayrılmak istememesi şeklinde görülüyor.
İlerleyen süreçte daha büyük bir sorun haline gelmemesi için ise mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor. Peki sosyal anksiyete tedavisi için neler yapılabilir?
Odak Noktanız Yine Siz Olun
Yazımızın genelinde de bahsetmiş olduğumuz gibi sosyal anksiyete bozukluğunun temel noktası aslında zihnin odaklandığı kaygılardır. Oysaki zihninizden bu olumsuz düşünceleri uzaklaştırmak tamamen sizin elinizde. Tek yapmanız gereken kendinize odaklanarak sizi yoran düşüncelerden uzaklaşıp gerçeklerle bir an önce yüzleşmek olacak.
Kaygılarınızdan Kaçmayın
İnsanın bazı konular hakkında kaygı duyması son derece doğal ve insani bir süreçtir fakat sizi kendisine bağımlı hale getirmediği takdirde… Bu nedenle ne olursa olsun kaygılarınızdan kaçmamayı öğrenin.
Aksi halde kaçtığınız kaygılarınız ve korkularınız gün geçtikçe daha da büyüyerek sizi ele geçirebilir. Bu noktada ise yaşadığınız süreçten hasarsız bir şekilde kurtulmak çok daha zor hale gelebilir.
Kendinizi Sevin
Öncelikle kimsenin mükemmel olmadığını kabul ederek kendinizi de tüm doğrularınızla ve yanlışlarınızla sevin ve kendinizi böyle kabul edin. Sonrasında her şeyin çok kısa bir sürede çözüldüğünü göreceksiniz.
Uzman Desteği Alın
Eğer kaygılarınız baş etmesi zor bir noktaya ulaştıysa ve hayatınızı devam ettirmenize engel oluyorsa, alanında uzman bir psikologdan bu konu ile alakalı psikolojik destek alın.
Uzman desteği ile kaygılarınızın aslında zihninizde kendi kendinize yarattığınız düşünceler bütünü olduğunu çok daha rahat anlayabilir, dünyaya bambaşka bir perspektiften bakar hale gelebilirsiniz…