Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun Madalyonun İçi adlı kitabındaki Çöp Ev hikâyesinden uyarlanan Masumlar Apartmanı dizisi ilk bölümünden itibaren izleyicilerin odak noktası oldu. Gerçek bir hayat hikâyeden esinlenerek hazırlanan dizi, karakterlerin iç dünyasını çok başarılı bir şekilde yansıtıyor. Hikâyede her bir karakter farklı bir travmanın ve acının kurbanı. Safiye ise temizlik takıntısı ve kirlenme korkusu ile izleyicilerin en çok merak ettiği kişi oldu.
Peki Safiye’nin Hastalığı Nedir ve Neden Bunları Yaşıyor?
Safiye, kaygı bozuklukları altında sınıflandırılan ileri derecede obsesif kompulsif bozukluğuna (OKB) sahiptir.37 yaşında, depresif bir karakter olan Safiye, hastalığından dolayı hem kendisine hem de ailenin diğer üyelerine artık zarar vermeye başlamıştır.
Obsesif Kompulsif Bozukluğu Nedir?
Nevrotik rahatsızlıkladan obsesif kompulsif bozukluk (OKB), halk arasında ‘’takıntı hastalığı’’ olarak bilinir. Takıntılı dürtü ve düşüncelerin günlük yaşamsal aktiviteleri engelleyen düzeye gelmesi sonucu ortaya çıkan bu ruhsal hastalık; kişinin tekrarlayan düşünce ve davranış döngüsüne girmesidir.
Kişinin doğru olmadığını bilmesine rağmen yineleyen dürtü ve düşüncelerine obsesyon denir. Kişi bu düşünceleri engelleyemediği için bu durum huzursuzluğa ve anksiyeteye neden olur. Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için kişi kendisini kompülsiyon veya ritüel adı verilen tekrar eden davranış ve zihinsel eylemler içinde bulur.
OKB hastaları kontrol edemedikleri düşünce ve korkuları saplantı halinde yaşar. Bu düşüncelerin ürettiği kaygı ve gerginlikten kurtulmak için yapılan davranışlar zamanla bir rutin haline gelir. Bu rutinler kişinin gün içerisinde saatlerini alabilir ve yakınlarına da zarar vermeye başlayabilir. Kişi bu takıntılarını durdurmaya çalışsa da engelleyemez, daha çok stres olur ve başa çıkması zorlaşır. Hem ruhsal hem de fiziksel ve sosyal açıdan tüm yaşamını etkilemeye başlar.
Safiye’deki Obsesyon Belirtileri:
Safiye’nin hikayede ön plana çıkan kirlenme korkusu onda ileri derecede hijyen takıntısı geliştirmesine neden olmuş. Ancak kirlenme korkusunun altında ise bastırmış olduğu cinsellikle ilgili bir suçluluk yer alıyor. Kendisini kadınlığı ile cezalandırıyor. Ne kadar yıkansa da o kirden arınmayacağına ve ‘’pis’’ olan her şeyin kadınlığını kirlettiğine inanıyor.
Diğer bir yandan Safiye hayata güvensiz ve sürekli güven ihtiyacı duyuyor. Bu nedenle her şeye şüpheyle yaklaşıyor.Kendisini güvensiz hissettiği anlarda suçlayıcı ve saldırgan olabiliyor. O sadece kabul edilmek ve sevilmek istiyor. Artık daha fazla kaybetmek istemiyor.
Safiye’deki Kompülsiyon Belirtileri:
Hijyen konusundaki takıntıları nedeniyle Safiye kimsenin kendisine dokunmasına izin vermiyor. Bu takıntıları artık temizlik konusunda ileri derecede bir hastalığa dönüşmüş; evden dışarı çıkamıyor, ev içinde de kendi belirlediği kuralların uygulanması için diğer aile üyelerine baskı uyguluyor.
Günlük rutin işleri belirli bir sayıda ve belirli sıraya sokarak yapıyor. Özellikle ellerini ya da başka bir şeyi yıkarken mutlaka dört kez yıkıyor ve sesli bir şekilde sayıyor. Banyoya belli saatlerde giriyor. Gazeteleri tüm tarihleri ile biriktiriyor.
Yaşadığı yoğun kaybetme korkusundan dolayı hiçbir şeyi çöpe atamıyor. Annesinden kalan her şeyi saklıyor, hatta sadece onun kıyafetlerini giyiyor. Apartmandaki başka bir daireyi sadece fazla eşyaları koymak için kullanıyor. Yıllardır gece yatak ıslatma sorunu olan Gülben’in çarşaflarını asla çamaşır makinesinde yıkayamıyor, hepsini apartmanın boş bir dairesinde istifliyor. Tüm apartmanın bundan dolayı kokmasına rağmen hiçbir şey yapmıyor ve ortaya çıkma ihtimalinden çok korkuyor.
Hikâyede Safiye’nin hastalığının kökenlerine de değiniliyor. OKB hastalığının gelişiminde genetik aktarımlar ve çocukluk döneminde yaşanan deneyimler büyük bir rol oynamaktadır.
Safiye 4 kardeşten en büyüğü. En küçük kardeş Neriman; başta aynı rahatsızlığa sahip olduğunu düşündürten Gülben ve hepsinin sorumluluğunu üstlenmiş erkek kardeş Han…
Safiye çocukluluğunda annesi tarafından sürekli aşağılanmış, reddedilmiş ve hareketleri sürekli edepsizlik olarak yargılanmış. Anne sevgisinden mahrum büyüyen Safiye genç bir kız olmaya çalışırken annesinin düşmanca tavırları yüzünden ilk regl döneminde travma yaşamış, kadın bedeniyle barışamamış ve tüm dürtülerini bastırmak zorunda kalmış.
Babası ise pasif ve hasta bir karakter. Safiye ondan da yeterli ilgi ve sevgi görememiş, onun gözünde var olabilmek için her şeyi yapmaya çalışıyor. Hatta konuşma esnasında aralarındaki kopuk ilişkiyi gösteren ‘’babam’’ yerine ‘’baba’’ kullanılıyor.
Safiye sadece bir abla değil, evin annesi de olmuş. Annesi ilgilenmediği için kardeşlerini bir anne gibi büyütmüş. Ve onu kaybettikten sonra yasını hala tutarken annesinin karakterine büründüğünü fark edememiş. Saplantılı ahlak anlayışı ve huysuzluğu annesinden miras kalmış.
Obsesif kompulsif bozukluk tedavi edilmediği sürece ilerleyebilen ve kişinin tüm hayatını etkileyen bir seviyeye ulaşabiliyor. Gün geçtikçe yaygınlaşan bir hastalık olmakla beraber kadınlarda daha çok görülüyor. Ancak psikolojik destek ve ilaç tedavisi ile hastalığın gelişimi önlenebiliyor, kişi sahip olduğu bu dürtüleri, takıntıları ve davranışları kontrol edebiliyor. Yakın çevredeki kişilerin desteği ve ilgisi de bu süreci ayrıca çok olumlu etkiliyor.