Öfke Kontrol Bozukluğu Nedir? Öfkenin Altındaki Faktörler

“Öfke geçici bir çılgınlıktır, hükmetmeye bak yoksa o sana hükmeder” (Horatius)

Her birimiz, günlük hayat içerisinde birçok durum veya olayla karşı karşıya kalıyoruz. Bu durumlar karşısında da doğal olarak çeşitli duygusal veya davranışsal tepkilerimiz olabiliyor.  Genellikle olumsuz bir anlam çağrıştırmakla birlikte aslında öfke de bahsettiğimiz bu duygular ve duygusal tepkilerden birini oluşturuyor. 

Öfke aslında günlük hayat akışı içerisinde sık kullandığımız bir kelime. Hepimizin aklında öfke denildiğinde az çok bir şeyler canlanmaktadır ve genellikle de bu olumsuz bir duruma karşılık gelmektedir. Birçoğumuz için öfkenin bu şekilde bir anlamı olduğu bilinmektedir. 

Ancak gerçekten de böyle midir? Öfke gerçekten olumsuz bir duyguduruma mı karşılık gelmektedir? Gelin öncelikle bu sorunun cevabını birlikte inceleyelim.

Öfke Nedir?

Öfke Nedir?

Birçoğumuzda olumsuz çağrışımlara yol açmakla birlikte öfke aslında; mutluluk, sevinç, heyecan, şaşkınlık gibi oldukça doğal, insani, evrensel ve sağlıklı bir duygudur. 

Her birimiz bir yere kadar öfke duygusunu yaşar ve öfkenin yansımalarını kendimizde fark ederiz. “Çok öfkeliyim”, “Öfkemi içimde tutamıyorum”, “Öfkemi kontrol edemiyorum” gibi birçok söylem günlük hayatın akışı içinde kendine yer bulabilmektedir.

Peki, bu öfke duygusu tam olarak nedir ve hangi koşullar altında, nasıl ortaya çıkmaktadır?

Öfke, genellikle hoşnut olmadığımız durumlara veya günlük hayat içerisinde karşımıza çıkan engellere karşı yöneltilen içgüdüsel bir duygu durumuna karşılık gelmektedir. Bu yönüyle aslında hayatta kalmamızı sağlayan bir işlevi de bulunmaktadır. 

Nasıl yaşamı sürdürmek için bir parça korku ve kaygı gerekiyorsa, bir parça öfke de oldukça önemlidir. Bu açıdan değerlendirildiğinde öfkeyi yalnızca olumsuz bir duygu olarak kabul etmemiz tam anlamıyla doğru olmayacaktır.

Öfkeyi olumlu ya da olumsuz bir duygu haline getiren, bu duygunun kontrol edilebilirliği ve nasıl dışa vurulduğu ile ilgilidir. 

Daha önce de bahsettiğimiz gibi öfkenin hayatta kalmaya hizmet etmesi yönüyle olumlu bir işlevi bulunmaktadır; ancak öfkemizi çok yoğun bir biçimde yaşadığımızda veya kendimiz ya da bir başkası için tehdit oluşturmaya başladığımızda ortada bir sıkıntı söz konusudur.

Bu tarz bir durum söz konusu olduğunda öfke sağlıklı işlevini kaybetmekte ve öfke kontrol bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Peki, öfkenin işlevsiz bir boyut kazandığı öfke kontrol bozukluğu tam olarak nedir?

Öfke Kontrol Bozukluğu Nedir?

“Öfke, aklın alevini söndüren büyük bir rüzgârdır” (Andre Gide)

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi öfke oldukça sağlıklı bir duygu olmakla birlikte eğer öfke kontrol bozukluğundan söz ediyorsak, bu durumda yaşanılan öfkenin yoğunluğu, şiddeti ve nasıl ifade edildiği konusunda bazı sıkıntılar olduğundan bahsedebiliriz.

Öfke kontrol sorunu veya daha klinik ifadeyle öfke kontrol bozukluğu, temelde çeşitli olaylar veya durumlar karşısında yaşanılan öfkenin kontrolünü sağlayamama, öfkenin saldırganlığa dönüşmesi ve bir kişinin kendisi ya da bir başkasına fiziki veya sözlü bir biçimde zarar verecek tepkilerde bulunması durumlarına karşılık gelen bir davranım bozukluğudur.

Öfke kontrol bozukluğunun temelinde öfkenin nasıl ifade edildiği yatmaktadır. Öfke meydana geldiğinde dışa vurulması gereken bir duygudur; ancak bunun sağlıklı bir biçimde yapılması gerekmektedir. 

Öfke kontrol bozukluğu söz konusu olduğunda ise öfkenin sağlıklı dışa vurumu oldukça zordur. Böyle durumlarda, anlık öfke patlamaları ortaya çıkabilmekte ve öfke tehdit edici bir hale bürünmektedir. Peki, öfkeyi sağlıklı bir biçimde dışa vurup vurmadığımızı nasıl anlarız?

Genel bağlamda öfkenin sağlıksız bir hale büründüğünü ve öfke kontrol bozukluğu yaşadığınızı işaret eden temel semptomlar; ani öfke patlamaları, sinirlilik ve yaşanılan kızgınlığa bağlı fiziksel ve duygusal olarak zarar görmeniz veya bir başkasına zarar vermeniz şeklinde ifade edilebilir.

Kendinizi sürekli sinirli ve saldırgan biri olarak tanımlıyorsanız, öfkenizin sizi kontrol ettiğini, öfkelenmeniz sonucu sonradan pişman olacağınız şeyler ağzınızdan çıkıyorsa, öfkenizin size veya bir başkasına zarar verdiğini, insanları incittiğinizi düşünüyorsanız ve öfkeniz hayatınızı, işlevselliğinizi, ilişkilerinizi genel anlamda sosyal yaşamınızı etkiliyorsa öfke kontrol bozukluğu yaşadığınızı söyleyebiliriz.

Peki, öfkeyi sağlıklı bir duygu olarak tanımlamışken bu duyguyu işlevsiz hale getiren ve önceki paragrafta ifade edilen sorunları yaşamamıza sebep olan tam olarak nedir? Neden öfkemizi kontrol etmekte zorlanırız? Öfke kontrol bozukluğunun olası sebepleri nelerdir?

Öfke Kontrol Bozukluğu Sebepleri

Öfke Kontrol Bozukluğu Sebepleri

“Öfkenin her zaman bir nedeni vardır; ama her zaman iyi bir nedeni yoktur” (Benjamin Franklin)

Öfke kontrol bozukluğundan söz ettiğimizde bu duruma etki eden tek bir faktör yoktur. Öfkenizi yönetmekte güçlük yaşamanız ve bu durumun giderek klinik anlamda bir rahatsızlığa dönüşmesinde, birbirine kenetlenen birçok özellik, olay veya durum etkili olabilmektedir. 

Çocukluk Dönemi Yaşantıları ve Travmalar

Tüm duygular gibi öfkenin de temelleri hayatın erken dönemlerinde atılmaya başlamakta ve öfke kontrol mekanizması bu dönem içerisinde gelişmektedir. Bu açıdan ilk etapta geçmişe bakmak gerekebilmektedir.

Yapılan araştırmalar öfke kontrol bozukluğu söz konusu olduğunda aile tarafından yetiştirilme şeklinin önemini ortaya koymaktadır. 

Ailemiz tarafından sürekli bir baskı, şiddet ve yargılayıcı bir dille yetiştirildiğimizde, engellendiğimizde ve kendimizi ifade etmemize izin verilmediğinde bu durumun yansımaların gelecekte duygusal tepkilerimizin kontrol mekanizmasını bozarak öfke kontrol bozukluğu gibi rahatsızlıklara sebep olabildiği biliniyor.  

“Çünkü aileden öğrendiğimiz sözlü veya fiziki saldırganlığı bir sorun çözme yöntemi olarak benimseyebiliyoruz.”

Kötü çocukluk deneyimlerimize ek olarak çocukluk çağı travmalarının da erken dönem öfke kontrol mekanizmasını bozarak öfke kontrol bozukluğu sorunumuza yol açabildiği biliniyor. Yapılan araştırmalar özellikle boşanmış ebeveynlere sahip olma, sözlü veya fiziki tacize uğramanın önemli etkileri olduğunu göstermektedir.

Tabi ki travmatik duruma maruz kalan her kişinin bu tarz bir sorun yaşadığını söylemek doğru olmayacaktır. Hepimiz çocukluk dönemi ve sonrasında birçok olumsuz durumla karşılaşabiliyoruz; ancak bu öfke kontrol bozukluğu yaşadığımız anlamına gelmiyor. Yine de travmatik yaşantılar bozukluğun çok faktörlü kökeninde dikkate alınması gereken bir durum olarak nitelendiriliyor.

Dışlanmışlık Duygusu

Hayatımızın bir döneminde hepimiz bir yere kadar dışlanmışlık duygusu yaşamışsızdır. Her birimiz için bunun derecesi farklıdır. Ayrıca bu dışlanmışlık duygusunun yansımaları da hepimizde farklı olabilmektedir. Ancak dışlanmışlık duygusunun birçoğumuz için kötü bir anlam taşıyabileceği de bir gerçektir.

Bu açıdan, dışlanmışlık duygusu yaşayan insanların öfke kontrol mekanizmalarının zarar gördüğünü öğrenmeniz şaşırtıcı olmayacaktır.

Araştırmalar dışlanmışlık duygusu yaşayan insanların gergin, sinirli bir ruh haline sahip olduğunu ve öfkesini daha çok dışa vurduğunu göstermektedir. Bu durum sonucunda zamanla öfke kontrol mekanizması işlevini kaybetmekte ve öfke kontrol bozukluğu sorunu ortaya çıkabilmektedir. 

Bütün bunlar dikkate alındığında dışlanmışlık duygusu yaşamak, öfke kontrol bozukluğunun en önemli sebeplerinden biri olarak görülmektedir.

Beyin Kaynaklı Faktörler

Ailesel durumlar veya çevresel faktörler dışında genetik ve beyin kaynaklı birçok faktörün de öfke kontrol bozukluğunun gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. 

Örneğin, mutluluk hormonu olarak bildiğimiz “serotonin”in normal miktarda salgılanmaması veya beyinde dengesiz dağılımı, duyguların kontrol mekanizmasına zarar verebilmektedir.  Bu açıdan hormonal dengesizliği öfkemize sebep olan bir faktör olarak kabul edebiliriz.

Eğer serotonin oranını dengesizleştiren fizyolojik bir rahatsızlık veya sorun yaşıyorsanız; öfkenizi kontrol etmek de zorlanıyor olabilme ihtimaliniz oldukça yüksektir.

Bazen de epilepsi/sara krizi gibi beyin kaynaklı bazı rahatsızlıklar bu davranışsal bozukluğun gelişimine katkıda bulunabilmektedir.

Özellikle epilepsi hastalarının yaşadıkları krizlerin bazılarının bayılmalarla değil de öfke patlamaları ile seyrettiği bilinen bir gerçektir. Bu patlamalar da diğer risk faktörleri ile birlikte giderek klinik anlamda bir davranım bozukluğu halini almaktadır.

Ruhsal Sağlık Sorunları

Yapılan bazı araştırmalar öfke kontrol bozukluğunun çeşitli ruh sağlığı problemlerinin bir sonucu olarak da ortaya çıkabileceğini göstermektedir. 

Kaygı bozuklukları, duygu durum bozuklukları ve çeşitli türden kişilik bozukluklarının (anti sosyal kişilik bozukluğu veya sınırda kişilik bozukluğu gibi) öfke kontrol mekanizmasına zarar verebildiği bilinmektedir.

Her ruh sağlığı sorunu yaşayan kişinin de öfke kontrol problemi yaşadığını söylemek doğru olmayacaktır; ancak başta duygu durum bozukluğu olmak üzere bir ruh sağlığı sorunu tanısı almışsanız, bunun öfke kontrol problemine katkıda bulunma ihtimali oldukça yüksektir.

Öfke kontrol bozukluğu/öfke kontrol sorunu nedir ve olası sebepleri nelerdir sorusunu yanıtladıktan sonra arzu ederseniz şimdi de öfke kontrol bozukluğunun tedavi sürecini birlikte inceleyelim.

Öfke Kontrolü: Öfke Kontrol Bozukluğu Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Öfke Kontrolü: Öfke Kontrol Bozukluğu Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

“Deniz ne kadar dalgalı olsa sonunda durulur” (Johann Wolfgang Von Goethe)

Öfkenizin sizi etkisi altına aldığını fark ettiğinizde, kendinize veya bir başkasına zarar verdiğinizi anladığınızda tedavi için başvurmanız en doğru adım olacaktır. 

Tedavi için başvurduğunuzda yaşanılan sorunun ciddiyeti, sıklığı, şiddeti ve yoğunluğuna göre ilaç ya da psikolojik destek terapilerinden birini veya iki tedavi türünü de birlikte alıyor olacaksınız. Bu süreç içerisinde istekli olmak ve tedavileri istikrarlı bir biçimde devam ettirmek sorunun çözümü açısından oldukça önemlidir.

Öfke kontrol bozukluğu tedavisinde hangi yol kullanılırsa kullanılsın temel amaç, öfkenin tamamen ortadan kaldırılması değil; diğer duygular da olduğu gibi öfkenin ve buna bağlı gösterilen tepkilerin nasıl kontrol edilebileceğinin öğrenilmesidir.  Bu amaç doğrultusunda özellikle psikoterapinin (konuşma terapisi) oldukça etkili olduğu bilinmektedir.

Psikoterapi yöntemleri söz konusu olduğunda öfkenizin altında yatan olası sebepleri keşfedebilir, öfkeyi nasıl kontrol edebileceğinizi ve sağlıklı bir şekilde dışa vurabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Böylelikle kısa sürede öfkenin fizyolojik, duygusal ve bedensel yansımalarının üstesinden gelebilirsiniz. 

Bilişsel-Davranışçı Terapi’nin (BDT) öfke kontrolünün sağlanmasında önemli bir terapi tekniği olduğu bilinmektedir. Öfkelenmenize sebep olan olay veya durumlara ilişkin düşüncelerinizin yeniden yapılandırıldığı bir teknik olan BDT, bilişsel ve davranışçı terapi teknikleri ile öfkenin kontrol edilmesini oldukça kolaylaştırmaktadır.

Bu sürece eşlik eden derin nefes ve gevşeme egzersizleri, meditasyon temelli farkındalık eğitimleri ve uygulamaları, ayrıca mizahın kullanımının öğrenilmesi de öfkenin kontrol edilmesi ve dışa vurumunu daha sağlıklı hale getirmektedir.

Ayrıca öfke kontrol bozukluğu tedavisi söz konusu olduğunda tedavi sürecine kişilerin ailelerinin, arkadaşlarının ve diğer yakınlarının da desteği oldukça önemlidir

Şunu belirtmek gerekiyor ki öfke kontrol bozukluğu her zaman için tamamen üstesinden gelinen bir problem değildir; ancak çok boyutlu bir tedavinin uygulanması, yaşadığınız öfke patlamalarını yönetmenize katkıda bulunacaktır.

Artık öfke kontrol bozukluğu hakkında daha çok bilgiye sahipsiniz. Eğer “öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum”, “öfkem hayatımı etkiliyor” diyorsanız veya öfke kontrol bozukluğu yaşadığınıza inanıyorsanız bu konuda uzman desteğine başvurabilirsiniz. 

“Unutmayalım bu süreç uzun ve zorlu görünebilir ama en büyük işler bile o ilk adımı atmakla başlar.

Alperen Güçlü
Psikolog