KLOSTROFOBİ (KAPALI ALAN FOBİSİ) NEDİR?

Son dönemlerde sık sık karşımıza çıkan ve halk arasında kapalı alan fobisi olarak bilinen “Klostrofobi”, bir anksiyete (kaygı) bozukluğudur. Klostrofobik kişiler; asansörler, uçaklar, mağaralar, kilitli odalar, bodrum katlar; diş hekimi muayenesi gibi kapalı, dar alanlardan ve kısıtlanmalardan korkar. Birçok farklı durum veya duygu klostrofobiyi tetikleyebilir. Bazı durumları yalnızca düşünmek bile tetikleyici olabilir.

Klostrofobinin Tetikleyici Faktörleri Nelerdir?

Klostrofobiyi tetikleyici bazı yaygın faktörler şunlardır:

  • Asansörler
  • Tüneller
  • Mağaralar
  • Kalabalık alanlar
  • Metro, tren, minibüs ve otobüsler
  • Küçük arabalar (Özellikle sıkışık bir otoyolda seyir halindeyken)
  • Halka açık tuvaletler
  • Merkezi kilitli araçlar
  • CT taramaları
  • Mağazalardaki kabinler
  • Penceresiz odalar
  • Döner kapılar Uçaklar (Özellikle türbülans sırasında)
  • Bodrum katlar
  • Mahsenler
Klostrofobinin Nedeni Nedir?

Klostrofobinin Nedeni Nedir?

Klostrofobi semptomları genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkar. Klostrofobi, kişinin kapalı alanda kalması gerektiğinde ciddi iç sıkıntısı yaşamasına ve fizyolojik belirtilere neden olan psikolojik bir rahatsızlıktır.

Kişiden kişiye farklılık gösteren klostrofobinin kesin nedenleri belli değildir. Ancak klostrofobinin nedenleri hakkında birkaç teori mevcuttur.

Çocukluk travması en yaygın görülen unsurlarındandır. Psikiyatrlar ve psikologlar çocukluk çağı travması gibi çevresel faktörlerin klostrofobinin gelişimine katkıda bulunabileceğine inanmaktadır. Çocukluk çağında cezalandırma nedeniyle ya da farklı nedenlerle çocuğu kapalı bir odada kilitlemek, ilerleyen yıllarda klostrofobinin gelişmesine neden olabilir. Rahatça hareket edilemeyen ya da sıkışık ve kurtulmanın imkansız olduğu hissedilen durumlar şiddetli bir anksiyete hissini de beraberinde getirir.

Klostrofobinin belirtileri diğer anksiyete bozukluğu belirtileriyle örtüşür. Klostrofobi, yaygın olarak görülen kalp çarpıntısı, titreme ve nefes almada güçlük gibi belirtileriyle fizyolojik sorunlara neden olur. Klostrofobinin en yaygın reaksiyonu, kontrolü kaybetme hissi veya korkusudur.

Klostrofobisi olan kişiler şiddetli şekilde asansöre ve uçağa binme gibi durumlardan kaçınmak isteyeceğinden, bu kişilerin günlük yaşam kaliteleri de olumsuz şekilde etkilenir.

Panik ataklar, klostrofobisi olan kişilerde yaygın şekilde görülebilir. Panik atak semptomlar genellikle uyarı vermeden ortaya çıkar.

Panik atak, kişide aniden ortaya çıkan korku, endişe ve sıkıntı gibi duyguların yanı sıra aşağıdaki fiziksel semptomlara da neden olabilir:

  • Terlemek
  • Titremek
  • Sıcak basması hissi
  • Nefes almada zorluk
  • Boğulma hissi
  • Hızlı kalp atımı
  • Göğüs ağrısı veya göğüste sıkışma hissi
  • Midede kelebek hissi
  • Mide bulantısı
  • Baş ağrısı ve baş dönmesi
  • Baygın hissetmek
  • Vücudun uyuşması, iğne batıyor hissi
  • Ağzın kuruması
  • Tuvalete gitme ihtiyacı
  • Kulaklarda çınlama
  • Kafa karışıklığı

Ayrıca şiddetli klostrofobisi olan kişiler aşağıdaki gibi psikolojik semptomlar da yaşayabilir:

  • Kontrolü kaybetme korkusu
  • Bayılma korkusu
  • Şiddetli korku duyguları
  • Ölme korkusu
  • Bulunduğu alanda sıkışma hissi
Klostrofobi Nasıl Tedavi Edilir?

Klostrofobi Nasıl Tedavi Edilir?

Klostrofobisi olan bir kişi, asansör, uçak veya kalabalık oda, kilitli oda gibi kapalı bir alanda paniğe kapılabilir. Diğer fobilerin üstesinden gelmek mümkün olduğu gibi Uygun bir tedavi yöntemi ile klostrofobi’nin de tedavisi mümkündür. Klostrofobi’nin en yaygın tedavi yöntemi psikoterapidir. Ancak birey tercih ederse ilaç tedavisi de psikiyatrist tarafından uygulanabilir.

Klostrofobi, kişinin kendi kendine kapalı alanda kalması, yani korkusunun yalnızca kendisi üzerine giderek çözebileceği bir durum değildir. Bununla birlikte klostrofobik bireylerin kurtulmaları amacı ile çevresindeki kişiler tarafından profesyonel destek olmadan kapalı alanlarda tek başına bırakılması doğru bir yaklaşım olmamaktadır. Bu durum tam aksine daha olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.

Kişinin işlevselliğini engelleyen veya yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren, günlük hayatı zorlaştıran herhangi bir anksiyete bozukluğu için bir psikoloğa başvurulmalıdır. Klostrofobi kişinin mesleki veya sosyal durumlardan kaçınmasına aynı zamanda his olarak anksiyete veya panik ataklara neden oluyorsa en kısa sürede bir psikoloğa başvurulmalıdır.

Psikoterapinin en yaygın yöntemi olan Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), klostrofobinin ve diğer spesifik fobilerin; yani anksiyete bozuklukları için başta gelen bir tedavidir. Bilişsel davranışçı terapinin klostrofobi semptomlarını klinik olarak iyileştirmede etkili olduğu saptanmıştır. Süreç kişiye bağlı olmak ile birlikte eğer birey durum ile alakalı farkındalığını arttırıp efor sarf ederse kısa bir sürede başarılı sonuç alacağı keşfedilmiştir. Ancak, mutlaka 3 ay sonrasında takipte olunup kontrol edilmesi gerekir.

Klostrofobi gibi belirli fobiler için yaygın olan bir tedavi de maruz tekniğidir. Maruziyet tekniği, bir diğer adıyla maruziyet terapisiyle hasta kademeli olarak fobik uyarana maruz bırakılır. Söz konusu teknikte, hastada en yararlı başa çıkma becerilerini geliştirmeyi içeren sistematik duyarsızlaştırma amaçlanır. Yavaş yavaş alıştırma tekniği ile mutlaka profesyonel destek alınırken uygulanması zaruridir. Aksi takdirde kişi kendisini kötü hissettiğinde hızlı müdahale yapmak güçleşebilir.

İlaç tedavisi, bilişsel davranışçı terapiye ek olarak klostrofobi için bir tedavi seçeneğidir. Psikiyatrist takibinde olup, yeni bir ilaca başlamadan önce, olası etkileşimleri belirlemek ve önlemek için mevcut kullanılan ilaçlar, vitaminler ve takviyeler mutlaka doktora bildirilmelidir.

Klostrofobiyi Yönetmenin Yolları Nelerdir?

Klostrofobiyi Yönetmenin Yolları Nelerdir?

Bir terapist, kişide kaygı arttığında aşağıda sıralanan tekniklerin en iyi şekilde nasıl uygulanabileceğini öğretebilir. Kriz anında atağın azalmasında ciddi faydası olan egzersizler şöyledir:

  • Derin nefes egzersizleri: Kişi öncelikli olarak yalnız bir bölge veya bir oda bulup derin nefes alıp vermeye başlayabilir.
  • Kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilen yollardan biri de; görünen, duyulan, dokunulan, koklanabilen ve tadılan şeylere odaklanmak; yani beş duyunun kullanılmasıdır.
  • Odak noktasını değiştirip başka bir düşünce veya eyleme kayarak düşünme eylemini farkı bir noktaya çekebilir.
  • Sakinleştirici bir iç konuşma da kaygıyı azaltmada işe yarayabilir. (Bu duygu geçecek, şu an tehlikeli bir durumum yok sakinleşip devam edebilirim vb…)

Klostrofobiyi keşfetme süreci sancılı olabilir aynı zamanda terapi sürecinde de kişi ilk seanslarda zorlanabilir. Fakat baş edildikten sonra yaşam kalitesi artmış ve çok rahatlamış olur.

Tüm kişilerin klostrofobiden uzak, rahat nefes alıp verebileceği günler dilerim.

Büşra KAYA
Psikolog

Kaynakça

  • https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/panik-atak-kontrolu-icin-10-altin-kural
  • https://www.healthline.com/health/claustrophobia#treatment