Kendinizin veya çocuğunuzun kekeme olduğundan şüphe ediyorsanız ve kekemelik karşısında neler yapabileceğinizi merak ediyorsanız bu yazımızı mutlaka okumalısınız. Kekemelik bir hastalık değildir. Yaşınız kaç olursa olsun kekemeliğin üstesinden gelmek sandığınız kadar zor değil. Doğru tedavi yöntemleri ile rahat konuşabilmeniz mümkün hale gelecektir.
Kekemelik Nedir?
Kekemelik; kelimeler, sesler ya da hecelerin tekrarlanması, konuşma sırasında duraksama veya dengesiz konuşma hızını etkileyen bir konuşma bozukluğudur.
Kekeme kişide görülen durumları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Ses tekrarları, ‘sss gibi, se se gibi hece tekrarları, konuşmayı başlatamama ve seslerin uzatılması şeklinde görülebilir. Kekemelik özellikle b, d, g, k, p, t gibi damak seslerini çıkartmada görülen bir söyleyiş aksaklığıdır. Kişi bu harfler ile başlayan sözcüklerde harfi yineleme ya da bu harfler karşısında duraksama yaşayabilir.
- Bazen kekeme problemi yaşayan kişilerde bunların yanında ikincil davranışlar da görülebilir. İstemsiz vücut hareketleri; başını geriye atma, gözlerini hızlıca kırpma, çenenin titremesi gibi mimikler kekemeliğe eşlik edebilir.
Kekemeliğin Türleri Nelerdir?
Kekemeliğin üç türü vardır.
Gelişimsel Kekemelik:
Kekemeliğin ilk olarak 3 ile 5 yaş arasında ortaya çıktığını gözlemlemekteyiz. Kekemeliğin başlangıcının bu yaşlarda görülmesinin sebebi ise dil becerilerinin en yoğun olduğu yaş aralığı olmasındandır. Erken çocukluk çağı dil ve konuşma gelişiminin en hızlı olduğu, aynı zamanda karmaşık düşüncelerin ifade edilmeye başlandığı bir dönemdir.
Nörojenik Kekemelik:
İnme ya da travma gibi nedenlerden kaynaklanan beyin yaralanmalarından sonra meydana gelen kekemelik türü nörojenik kekemelik olarak tanımlanır. Böyle bir yaşantıdan sonra ortaya çıkan kekemelikte nöroloji uzmanına başvurmak faydalı olacaktır.
Psikojenik Kekemelik:
Günümüzde nadiren de olsa hayatlarında ciddi olumsuzluklar yaşayan insanların (şiddet gören, çok baskıcı anne/babaya tutumuna maruz kalan vb.) kekemelik yaşamasına sebep olabileceği görülmüştür. Psikojenik kekemelik bu tarz travmalar yaşayan insanlarda, olumsuz deneyimlere bağlı olarak ortaya çıkan bir kekemelik türüdür.
Kekemeliğin Teşhisi
Kekemeliğin teşhisi sizin de tahmin edebileceğiniz gibi zor değildir. Kelime ve harflerde takılmalar, duraksamalar ile kendini göstermeye başlar. Daha önce de belirttiğimiz gibi kekemelik ilk olarak erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. Fakat bu durum her çocukta yetişkinliğe kadar devam etmez. Kekemelik, hiç müdahale edilmediğinde yüzde seksen oranında altı ay ila iki sene içeresinde kendiliğinden iyileşebilir. Çocuğunuzda yeni başladığını gözlemlediğiniz kekemeliğin altı aydan uzun sürmesi halinde konunun uzmanına danışmak en doğrusu olacaktır.
Kekemeliğin Sebepleri
Kekemeliğin günümüzde hâlâ kesin sebepleri bulunmamakla birlikte; ailede kekemelik öyküsü varsa bunun çocuğa aktarılmış olabileceği görülmüştür. Bu sebeple genetik bir yatkınlığın bir sebep olabileceğini söyleyebiliriz. Çocukluk döneminde normal gelişim sırasında görülebilir. Kekemelik çocukluk döneminde hiç olmamışsa, yetişkinlik döneminde ilk kez kekeme davranışı ile karşılaşıldıysa nörolojik bir kontrolden geçmek gerekir.
Daha önceleri kekemeliğin sadece psikolojik bir temele bağlı olduğu düşünülüyordu. Fakat şu anda her kekemeliğin psikolojik bir temelinin olmadığı, ama kekemeliğin zamanla psikolojik problemlere sebep olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin, kekeme olan kişi etrafındakilerin yanlış yaklaşımı sonucu öz güven kaybı yaşayabilmektedir. Kekeme bir insan konuşmaktan çekinebilir. Her an kekeleme korkusu yaşayabilir. Bu yüzden çekingenlik, utangaçlık, güvensizlik, ruhsal ve toplumsal uyumsuzluk ile karşı karşıya kalabilir.
Duygular kekemeliği etkiler. Bu yüzden kekeme kişiler kendilerini yorgun, stresli, baskı altında hissettiklerinde daha yoğun kekeme davranışında bulunabilirler.
Kekeme sorunu yaşayan bir çocuk cevabını bildiği halde derse katılım sağlamayabilir, arkadaşlık ilişkilerinde alay konusu olduğunda öz güveni olumsuz etkilenebilir.
Kekemeliğin Tedavisi İçin Uzman Desteği Alın
Kekemeliğin tedavisi için kekemelik alanında uzmanlaşmış Dil ve Konuşma Terapistine danışabilirsiniz. Yazımızda daha önce belirttiğimiz gibi kekemelik beraberinde bazı psikolojik problemleri getirebilir. Önemli anlarda kekemelik yaşamaktan ötürü yoğun kaygı duymaya başladıysanız, öz güven problemi ile karşı karşıya olduğunuzu hissediyorsanız; dil ve konuşma terapistinin yanında psikolog desteği de alarak kombine bir tedavi yöntemi seçebilirsiniz.
Böylesi bir tedavi biçimi ile kekemeliğin yarattığı psikolojik etkilerle daha kolay başa çıkabilirsiniz.
Kekemeliğin Tedavisi
Kekemelik tedavisinde temel amaç konuşmanın akışını arttırarak iletişimi daha akıcı hale getirmektir.
Kekemelik sorunu yaşayan çocukların hepsi tedaviye ihtiyaç duymaz; çünkü gelişimsel kekemelik genellikle zamanla kendi kendine ortadan kalkar. Kalıcı olabilecek durumlarda ise erken müdahale ile yetişkinlikte de problemin kontrol altına alınması sağlanabilir.
Kekemeliğin tedavisinde mevcut olan farklı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerden bazılarını sizler için sıraladık:
- Kişinin akıcı biçimde konuşmasını sağlayarak kekeme davranışının azaltılması sağlanabilir. (Akıcılık biçimlendirme),
- Kekemeliği değiştirme tekniği ile kekemeliğin kolay biçimi öğretilebilir. (Kekemeliği değiştirme)
- Kekemeliğin kabul edilmesine yardımcı olarak, bu durumdan kaçmadan kekemeliğe karşı duyarsızlaştırabilmesi sağlanabilmektedir. (Duyarsızlaştırma) Kalıcı bir kekemelik yaşıyorsanız kekemeliği kabullenmek, nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenmek sizi büyük bir oranda rahatlatacaktır. Ayrıca kabullenmenin önemine dair yazımıza ulaşmak için buradaki linke göz atabilirsiniz: Kabullenmenin 14 Yolu
Eğer kekemelik yaşayan bir çocuğunuz varsa, sizlere yönelik önerilerimiz de var. Çocuğunuzda kekemelik varsa endişelenmeyin. Erken dönem kekemelikte tedavi ile beraber 10 – 12 hafta içeresinde çocuğunuz olumlu gelişmelere ulaşabilir. Kekemelik konusunda danışacağınız uzman sizi dinledikten sonra çocuğunuz için uygun seçenekleri sizlere önerecektir.
Bunun yanı sıra uzmanların kullandığı teknikler ile birlikte, aile tutumu da çok önemli bir faktördür. Sizlerin aile olarak bu süreci yönetme biçiminiz çocuğunuzu doğrudan etkiler.
Peki, kekeme problemi yaşayan çocuğunuza yaklaşımınız nasıl olmalı?
Çocuğunuzu dikkatle ve sabırla dinleyin, göz temasını sürdürün ve çocuğunuz konuşmasını bitirmeden cümlelerini tamamlamayın. Bu konuda okuldaki öğretmenleri de bilgilendirebilir, terapistinizin öğretmenlerle iletişime geçmesini sağlayabilirsiniz. Ailedeki diğer bireylerin de bu yaklaşımı benimsemesini sağlamanız çocuğunuzun yararına olacaktır.
Çocuğunuza art arda sorular sormamaya çalışın. Çocuğunuz için birden fazla sorunun cevabını düşünmek o anki kekemeliğini arttırmasına yol açabilir. Çocuğunuz kekelemeye başladığında onu uyarmayın, “Hızlı konuş” veya “Neden böyle konuşuyorsun” gibi müdahalelerde bulunmayın. Umutsuzluğa kapılmayın, doğru bir tedavi ile kekemeliğin kontrol altına alınabileceğini unutmayın, kaygılarınızı çocuğunuza yansıtmamaya çalışın.
Kekemelik tedavisinin bir yaşı yoktur. Bu yüzden, bu problemi ne kadar zamandır yaşıyor olursanız olun asla geç değildir. Kekemeliğin tamamen geçici bir türünü yaşıyor olmasanız bile; tedavi sonucunda hayatınızı daha kolay bir hale getirebilmeniz mümkün. Kekemeliğinizin başladığı anlarda bile başa çıkabildiğinizi, umutsuzluğa kapılmanıza gerek olmadığını göreceksiniz. Dilediğiniz zaman uzmana başvurarak kekemeliğinizin üstesinden gelebilirsiniz.
Rozerin Avşar Toptaş
Klinik Psikolog
Kaynakça
Bakırcıoğlu R. (2016) Ansiklopedik Eğitim ve Psikoloji Sözlüğü. Anı Yayıncılık, Ankara
Dilkom Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi “Akıcılık Bozuklukları” 5 Kasım 2021 Erişim Adresi https://dilkom.anadolu.edu.tr/