Hipnoterapi, kökeni hipnoza dayanan bir terapi yöntemidir. Hipnoz basitçe, bir kişiyi ya da bir grubu, bakış ve telkin gibi yollarla kısa bir süre etki altına almak şeklinde açıklanabilir. Farkında olmadan çoğu kez hipnoz oluruz aslında. Gözünüz dalmış veya odağınızı ayıramadığınız bir reklamla mutlaka karşılaşmışsınızdır. Yani günlük hayatımızda da zaman zaman bir trans haline geçeriz. Bu tip trans halleri sırasında, kişi çevreden gelen tüm uyaranlara(ses, ışık, koku vb.) kendini kapatır veya aldırmaz; fakat  hipnoterapi tedavisinde, hipnoz yapan kişinin telkinlerini artmış bir dikkatle dinler, anlar ve gönüllü katılımla uygular.

Şimdi hipnoterapiyle alakalı karşımıza sıkça çıkan birkaç soruya yanıt vererek konuya açıklık getirelim.

HİPNOZA GİRİNCE KONTROLÜ TAMAMEN KAYBEDER MİYİM?                  

Hayır! Hipnoz sırasında kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmaz. Hipnoz yapan kişinin söylediği her şeyi duyar anlar, hatta yargılar. Yapması istenilen şey kişinin sosyal ve ahlâki değerlerine uygun değil ise kabul etmez, uygulamaz. Israr edilirse kişi hipnozdan çıkar.                                

HERKES HİPNOZ OLABİLİR Mİ?                         

Hipnoza girebilme yetisine hipnotizabilite(hipnoza yatkınlık) adı verilir. Herkesin hipnoza yatkınlığı (hipnotizabilite) farklıdır. Hipnoz olmak isteyen herkes hipnoz olabilir evet; fakat kişi bunu istemiyorsa hipnoz olmak mümkün değildir. Yani kişinin gönüllü olması çok önemli bir etkendir. Ayrıca çocuklar hipnoza son derece yatkındırlar. Yapılan araştırma sonuçları, hipnoza yatkınlığın en fazla olduğu dönemin 6-10 yaş arası olduğunu göstermiştir.

HANGİ DURUMLARDA HİPNOTERAPİYE BAŞVURULMALI?

Kişi hipnoterapiye gönüllü ise her durumda başvurulabilir. Yapılan araştırmalara göre; bağımlılık, yeme bozuklukları, fobiler, tikler, cinsel işlev bozuklukları gibi sorunların çözümünde kısa sürede sonuç alma potansiyeli yüksektir.

HİPNOZA GİRMENİN TEMEL KOŞULLARI NELERDİR?

Hipnozun oluşmasında üç temel unsur vardır: Gönüllülükkonsantrasyon ve hayal gücü. Hipnoza başlanırken, kişi önce hipnoza girme konusunda gönüllü ve istekli olmalıdır. Gönüllü ve istekli olan kişi, kendisine söylenen(hipnoza giriş için verilen) telkin cümlesine tüm dikkatini verir, yoğunlaşır. Sonra da söylenen telkinin içeriğini hayal ederek gerçekleştirir. Buradan da anlaşılabileceği gibi bir kişinin hipnoza girebilmesi için gönüllü olması, konsantrasyonunun ve hayal gücünün yeterli olması gereklidir.

KONTROLÜ KAYBEDECEK MİYİM?

Hipnozdaki kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmadığı için istemediği sürece hiçbir sırrını söylemez, özel bilgileri vermez. Hipnozdaki kişi ancak, söyleyeceği şeylerin kendisi için(örneğin hastalığının tedavisinde işe yarayacağı şeklinde) yararlı olacağına inanır ve hipnoz yapan kişiye güvenirse sorulan sorulara yanıtlar verir. 

Kısaca tüm terapilerde olduğu gibi düşüncelerimiz ve inançlarımız terapi sürecimizi etkileyecektir. Ürettiğimiz çözümlerin hayata geçirilebilmesi için bazen iteklenmeye bazen de belli hatırlatıcılara ya da rahatlatıcılara ihtiyaç duyarız. Bu gibi durumlarda bize verilen telkinler devreye girer. Başardığınız zaman ise bu sizin başarınız olacaktır. İsteyip, inandığınız zaman başarı kaçınılmaz olacaktır.

Sevgiler, mutlu kalın…

Kardelen Özyurda
Psikolog