Psikoloji biliminin içindeki feminist eleştirel yaklaşımlar, teorik tartışmalara kadın hareketinin dahil olduğu 1970’li yıllara dayanmaktadır. Bu eleştirel yaklaşımların ilk örnekleri 1972’li yıllara Broverman ve arkadaşlarının cinsiyet rol stereotipleri araştırmasıdır. Araştırma cinsiyetçiliğin kişisel ilişkilerdeki tutum ve davranışlarını ele alan ilk örneklerdendir. Bu çalışmanın ardından ilerleyen yıllarda üç grubun oluştuğunu söyleyebiliriz. Birinci grup kadına yönelik ayrımcılık konusuna yönelirken, ikinci grup kadının kişisel, kişiler arası ve sosyallikteki değişimine ve güç kullanımlarına odaklanmıştır. Üçüncü grup ise metot ve içeriğe feminist bakış açısıyla eleştiri getirmeye başlamıştır (Unger, 2001).
2000’li yılların başında eleştirel psikoloji alanındaki gelişmelerle birlikte feminist psikoloji de pratikte daha fazla görülmeye başlamıştır. Terapi odasındaki yansımasıysa üç başlıkta incelenebilir. Bahsedilen üç başlık; taciz karşıtı odaklanmalar, bilinç yükseltme çalışmaları ve kadın hareketine yönelik programlardır. Tüm bu başlıkların temel amacı, kadınların yaşadığı psikolojik sorunlarının kişisel olmadığı ve kadınların toplum içinde gördüğü baskıdan bağımsız ele alınamayacağını belirtir (Evans, Kincade ve Marbley, 2005).
Özetle feminist terapi, kadının deneyimlerini cinsiyet temelli ve çok kültürlü feminizm çalışmaları etrafında şekillendirir ve eleştirel bir duruşa davet eder. Bu eleştirel yaklaşımla hem terapiste hem de danışanlara duygusal, çevresel/toplumsal ve hatta politik çevrelerde feminist direnç ve sosyal değişim stratejileri ve çözümleri bildiren terapi pratiğidir.
Feminist psikoterapiyi geleneksel terapilerden ayıran ve şekillendirmeye yardım eden 6 temel bileşen vardır (Brown, 1994).
Feminist terapinin 6 temel bileşeni;
- 1) Terapötik değişim sağlamak ve feminist politik felsefe arasındaki ilişkinin kurulması, anlaşılması.
- 2) Ana akım psikoterapileri cinsiyet rolleri, güç ve otorite kavramlarıyla yeniden analizi etmek ve ana akım psikoterapilere eleştirel yaklaşmak.
- 3) Feminist bakış açısı ve terapinin sosyal ve bağlamsal bir olgu olarak ele alınması.
- 4) Terapide ortaya çıkan gelişim, büyüme, tanı, stres, sınır, ilişki gibi kavramlar yeniden formüle edilmesi.
- 5) Gerçekleşecek sosyal değişimin pratiklerle ilişkilendirilmesi ve desteklenmesi.
- 6) Çok kültürlülük ve farklılık içeren bilginin terapi odasına yansıması.
Bu ilkelerden hareketle feminist terapi kadının özgürleşmesini politik bir tavır üzerinden ele almaktadır. Aynı zamanda kadının pratiğini ve içsel süreçlerini göz ardı etmeden, toplumsal çelişkilerin neden olduğu bilişleri de değerlendirmeye alır. Kadının ailesiyle yaşadığı sorunları, kimlik sorunlarını, psişik süreçlerini terapi sürecine dahil eder ve formülasyonlu buna göre uygular. Tüm bunları yaparken deneyimlenen içsel süreçlere, içinde yaşadığımız toplumsal değerlere, kadını aşağı gören ve değersiz kılan cinsiyet rollerine atıfta bulunur. Tüm bu eleştiriler yaklaşımlar, deneyimlenen her neyse bu deneyimin ataerkil sistemden bağımsız ortaya çıkmadığını vurgular.
Bu yaklaşımın aması terapiye başvuran kişide feminist duruş aramak ya da danışanı terapi esnasında feministleştirmek değildir. Terapistin amacı, danışanı ataerkil yapının içinde daha güçlü kılabilmeyi, yaşadıklarına eleştirel yaklaşmasını sağlamayı, potansiyelini fark etmesini sağlamaktır. Bu noktada terapistin temel amacını söyle özetleyebiliriz; ağrı uyandıran sosyal gerçekliklere karşı farkındalık kazandırmak, danışanı sakinleştirmekten ziyade itiraz etmesine destek olmak, uyum sağlamasından ziyade güçlendirmeyi hedeflemektir. Bu yaklaşımla birlikte danışan kendi hayatına farklı bir gözle bakarak yeniden görebilmesini hedefler.
Herkes İçin Feminist Psikoterapi Ne Anlama Gelmektedir?
Feminist terapi hem kadınların hem de erkeklerin toplumsal cinsiyet rolleri ekseninde yaşadığını ve her öznenin bu rollerden kaynaklı zorluklar yaşayabileceğini öngörmektedir (Levant, 1996).
Feminist psikoterapi, geleneksel olan terapi yöntemlerini de anlayabilmek ve bu yöntemleri yeniden inşa edebilmek için kültürel faktörleri göz önünde bulundurarak cinsiyete dayalı olmayan yollar geliştirmeye odaklanmaktadır (Sharf, 2015). Çünkü feminist terapinin odaklandığı temel nokta; cinsiyeti fark etmeksizin, bireyin kendine uyguladığı ya da ona uygulanan baskıyı ortadan kaldırmaktır. Buradan hareketle söyleyebiliriz ki feminist terapi sadece kadın özneleri değil terapi odasındaki her özneyi kapsayan ve toplumsal cinsiyet rollerini eleştirel bağlamda düşünmeye davet eden bir çalışma biçimidir.
Feminist Psikoterapide Amaçlar Nelerdir?
- İlk olarak eşitsizliği, bağımsızlaşmayı ve dayanışmayı dengelemeyi amaçlar.
- Temelde danışanın güçlenmesini hedeflemektir. Böylece danışanın kendine bakması, çeşitliliğe değer vermesi üzerine çalışılır.
- Bu terapi modelinin temel hedeflerinden biri olan cinsiyet ayrımcılığının, diğer ayrımcılık çeşitlerinin ve baskılamanın bulunmadığı bir toplum yaratmak idealini çalışır. Bu bağlamda terapistler bireysel düzeyde danışanların kişisel güçlerine odaklanmalarını, farkına varmalarını ve güçlenmeleri üzerine odaklanır.
- Danışanların kendi cinsiyet rollerinin, sosyalleşme süreçlerinin farkına varması, içselleşmiş mesajları tanımlaması ve yüceltilen mesajları değiştirmeye çalışmasına teşvik eder.
- Cinsiyet ayrımcılığının toplumsal inançların ve uygulamaların danışanın kendisini nasıl olumsuz şekilde etkilediğini anlamaya çalışır.
- Danışanın çevresindeki değişimi getirecek becerileri edinmesine yardımcı olmayı hedefler.
- Danışanın kendi yaşamıyla ilgili özgürce seçilebilen davranışlarını geliştirmesini destekler.
- Sosyal etkenlerin danışanın yaşamı üzerindeki etkilerini değerlendirmesini ister.
- Danışanın kendi deneyimlerine ve sezgilerine güvenmesine yardımcı olmaya çalışır.
Terapistin İşlevi ve Rolü Nedir?
Terapist, uzmanlaştığı terapi kuramına gör feminist terapi yaklaşımını ekleyerek terapi odasına yeni bir bakış getirir. Bu noktada terapistin rolü ve işlevi çalıştığı kurama göre değişebilir. Bu değişim terapi odasındaki pratiği kuşkusuz ki etkileyecektir. Feminist terapistler terapide danışanın yaşadığı baskılanmayı tüm şekilleriyle anlamaya çalışır. Danışanların duygusal açıdan hazır olmasına, terapi sırasında kendi deneyimlerini paylaşmaya istekli olmalarına, proaktif davranışlara model olmaya ve danışanların kendi farkındalıklarını arttırma süreçlerine bağlı kalınmasına önem verilir.
Feminist terapi varoluşçu terapilerde olduğu gibi danışanın ve terapistin yaşamını değiştiren bir yolculuk gibidir. Bu nedenle temelde danışanları kendi değerlerine göre yaşama, kendileri için neyin doğru olduğuna karar veren bir içsel kontrol sahasına güvenme konularında güçlendirmeye çalışırlar.
Feminist terapi, hümanistik veya birey merkezli terapistlerle pek çok ortak görüşe sahiptir ve ortak bir yaklaşım olarak temelde danışanın olumlu, yapıcı şekilde gelişme kaydedebilme yeteneğine güvenir. Öte yandan feminist terapi, birey merkezli terapistlerin aksine terapötik ilişkinin değişimi getirmek için yeterli olmadığı inancındadır. Bu nedenle danışanları kendi kişisel potansiyelini gerçekleştirmelerine engel olan rollerden kurtarmaya çalışır. Böylece feminist terapistler, politika ve güç ilişkilerinin terapi sürecinde önemli rol oynadığını ifade etmektedirler.
Kaynakça
Brown, L. S. (1988). Feminist therapy with lesbians and gay men. In M. A. Dutton-Douglas & L. E. A. Walker (Eds.), Developments in clinical psychology. Feminist psychotherapies: Integration of therapeutic and feminist systems (p. 206–227). Ablex Publishing.
Brown, L. S. (2022). Feminist Terapi, APA Psikoterapi Kuramları Dizisi – 10 (Ö. Yılmaz, Çev.). İstanbul: Okuyan Us Yayın.
Broverman, I., Vogel, S.R., Brovekman, D. M., Clarkson, F. E. (1972). Sex role steottypes: A current appraisal. Journal of social issues, 28
Evans, K.M., Kincade, E.A. ve Marbley, A.F.(2005). Feminism and feminist therapy: Lessons from the past and hopes fort he future. Journal of Counseling Development,83
Unger. R.K. (2001). Woman as Subject, Actors, and Agent in the History of Psychology. R.K.
Sharf, R. S. (2015). Theories of psychotherapy & counseling: Concepts and cases. Cengage Learning.
Levant, R. F. (1996). The new psychology of men. Professional Psychology: Research and Practice, 27(3), 259–265. https://doi.org/10.1037/0735-7028.27.3.259
Worell, J., & Remer, P. (1992). Feminist perspective in therapy: An empowerment model for women. New York: Wiley.