Son zamanlarda en çok duyduğumuz ifadelerden biri, farkında olmak, farkındalık kazanmak…
Nedir farkındalık?
Biz psikologlar bir kişi psikoloğa gitmeye karar vermişse, %50 oranında iyileşmiştir deriz. Çünkü yardıma ihtiyacı olduğunu, hayatında birşeylerin ters gittiğinin farkına varmıştır. Ondan sonraki süreç de daha hızlı ilerler.
Hayat telaşı içinde sorumluluklarımız, görevlerimiz, almış olduğumuz roller bizim kendimizi farketmemizi engeller. Bir şeyler belki ters gidiyordur, öfkeliyizdir, sinirliyizdir, mutsuzuzdur, psikolojik sorunlar başlamış ama bunu kendimize itiraf etme cesareti gösteremiyor ya da buna hazır değilizdir. Çünkü kendine birşeyleri itiraf etmek demek yaşadıklarımızla yüzleşmek demektir. Yüzleşmek de acı vericidir ve bilinç altı düzeyinde bunu biliriz. Psikololojik savunma mekanizmalarıyla bilinçaltımız bizi bu yüzleşmelerden uzak tutar. Çoğunlukla yaşadığımız olayları, insanları suçlarız. Kolay olan budur çünkü. Zor olan cesaret isteyen, insanın kendisiyle yüzleşmesi ve “Ben bunu niye yaşıyorum? Benle ilgili burda ne var?” diyebilmesidir.
Yaşadıklarımıza ve duygularımıza yani kendimize sahip çıkalım, sorgulayalım ki gerçekten kendisiyle barışık insanlar olalım.
Unutmayalım ki değişim içten dışadır,” sen değişirsen, dünya değişir” Haydi cesaret!