Yaşadığımız hastalıkların temelinde yatan nedenlerin araştırılması, hastalığın tedavi edilebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır. Bu sebeplerin ortaya çıkarılmasında rol oynayan pek çok bilim dalından biri de etyoloji. Peki tam anlamıyla etyoloji nedir?
İçinde bulunduğumuz çağda, başımıza gelen hastalıkların en doğru tedavi yönteminin belirlenmesi ve kısa sürede tedavi edilebilmesi için; hastalığın nedenlerinin iyi araştırılması önemlidir.
Bir hastalığın nedeninin bilinmesi, yalnızca hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavi edilmesini değil; kişi hastalığa yakalanmadan önleyebilmek için gerekli tedbirlerin de alınmasını sağlar.
Online terapi platformu Evimdeki Psikolog olarak hazırlamış olduğumuz yazımızda etyoloji nedir sorusunu yanıtlıyor, psikolojide etyolojinin önemine değiniyoruz.
Etyoloji Nedir?
Yunanca kökenli bir kelime olan etyoloji, sebep anlamına gelen “aitia” ve bilim anlamına gelen “logos” kelimelerinin birleşimi ile ortaya çıkmıştır. Yunanca “aitialogos” olan bu kelimenin İngilizcesi de “etiology”dir.
Türkçesi, neden bilimi olarak da bilinen ve son zamanlarda sıkça sorulan etyoloji nedir sorusuna; bir durumun ya da olayların nedenlerinin incelendiği bilim dalı olarak yanıt vermek mümkündür.
Tıp alanında çokça yararlanılan bir bilim dalı olan etyoloji, hastalıkların ardında yatan nedenlerin araştırılmasında hekimlere ve cerrahlarla pek çok fayda sağlar.
Bir hastalığın doğru teşhis edilmesi; tedavi sürecinin olumlu işlemesi ve hastanın yeniden sağlığına kavuşması açısından son derece önemlidir. Etyoloji sayesinde bu süreç sorunsuz işler.
Örneğin; hasta bir şikâyet ile doktorun kapısını çaldığında doktor ilk olarak hastanın anlattığı rahatsızlıklar ve gösterdiği belirtiler ışığında hastalığın etyolojisini belirlemeye çalışır. Bunun için ilk olarak hastayı muayene eder, eğer ihtiyaç varsa röntgen çektirmesini ister ve gerekli gördüğü tahlillerin yapılmasını sağlar.
Muayene, röntgen ve tahliller sonucunda da hastalığa neden olan unsurlar yani hastalığın etyolojisi ortaya çıkarılır ve bu doğrultuda tedavisinin nasıl yapılması gerektiğine karar verilir.
Bunun yanı sıra etyolojinin yalnızca fiziksel hastalıkların nedenleri ile ilgilendiğini düşünmek doğru olmayacaktır; çünkü etyoloji, sadece fiziksel hastalıkların değil; ruhsal bozuklukların ve hastalıkların da nedenlerini açıklamaya yardımcı olur.
Tıpta olduğu gibi psikolojik süreçlerde de tedavinin doğru bir şekilde yapılması ve başarıya ulaşılması için hastalığın etyolojisinin doğru incelenmesi önemlidir.
Dilerseniz etyoloji nedir sorusunu yanıtladıktan sonra psikolojide etyolojinin ne olduğuna ve neden önemli olduğuna dair de kısa bir bilgilendirme yapalım.
Psikolojide Etyoloji Ne Demek?
Psikolojik etyoloji, biyolojik nedenlerle açıklaması mümkün olmayan bir rahatsızlığın temel nedenlerine ilişkin yapılan bilimsel araştırma olarak tanımlanabilir.
Psikolojik bozuklukların yaşanmasına neden olabilecek pek çok durumdan söz edilebileceği için bu tür rahatsızlıkların etyolojisi biraz daha karmaşıktır.
Bildiğiniz gibi anksiyete, depresyon ya da sosyal fobi gibi psikolojik rahatsızlıkların yaşanmasına neden olan pek çok faktör vardır. Üstelik bu nedenler birbirleri ile etkileşime geçerek çok daha farklı bir sonuç da ortaya koyabilir.
Hastanın dikkat ve anlama kabiliyeti gibi bilişsel faktörler, yaşı ve cinsiyeti gibi demografik faktörler ya da bir olaya veya kişiye karşı tutumlarını belirleyen psikolojik faktörler bunlardan yalnızca bir kısmıdır.
Bu faktörlerden hangisinin psikolojik rahatsızlığın ortaya çıkmasında etkili olduğunu anlamak için hastalığın etyolojisinin detaylı bir şekilde araştırılması gerekmektedir.
Psikolojik Rahatsızlıklarda Etyolojinin Önemi
Tüm fiziksel rahatsızlıklarda olduğu gibi psikolojik ve bilişsel hastalıklarda da etyolojinin bulunması büyük önem taşımaktadır. Çünkü hastanın yaşadığı problemi ortadan kaldırmanın ilk adımı etyolojisinin araştırılmasıdır.
Örneğin, şizofreniyi ele alalım. Şizofreninin tedavi edilebilmesi için ilk olarak bu hastalığın etyolojisinin detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir. Bu doğrultuda pek çok nedenden söz edilebilir.
Mesela hastanın doğumu sırasında beyninde meydana gelen bir hasar şizofreniye yol açmış olabilir. Bunun yanı sıra kalıtsal bir hastalık olduğu düşünüldüğünde hastanın şizofreni semptomları göstermesinin temelinde gen havuzunda bulunan anormal genler de etkili olmuş olabilir.
Buna ek olarak ailelerinin henüz çocukken hastaya karşı olan yaklaşımları, ikamet ettikleri bölge ya da ailenin bu bölgedeki sosyal statüsü; şizofreninin oluşmasında etkili olan etyolojilerden biri olabilir. Bu gibi durumlara daha pek çok örnek verilebilir.
Elbette bu duruma açıklık getirebilmek için hastalığın öyküsü ayrıntılı olarak incelendikten sonra gerekli tedbirlerin alınması ve tedaviye başlanması önemlidir.
Bir psikolojik rahatsızlığın etyolojik tespitini yapabilmek, tedavi sürecinin daha doğru ve etkili bir şekilde yönetilmesine de yardımcı olmaktadır. Elbette bu noktada bir uzman desteğinden yararlanılması şarttır.
Çünkü alanında uzman bir psikolog; sahip olduğu donanım sayesinde yaşanılan psikolojik rahatsızlığın etyolojik araştırmasını derinlemesine yaparak, edindiği bilgiler doğrultusunda hastaya yarar sağlayacak tedavi yöntemine çok daha kolay bir şekilde karar verebilir.
Etyoloji nedir sorusunu yanıtlamış olduğumuz içeriğimizde psikolojide etyoloji kavramına ve tedavi sürecine etkisine ilişkin de açıklamalar yaptık; umuyoruz ki sizler için faydalı olmuştur.
Eğer tedaviye ihtiyaç duyduğunuz bir psikolojik süreç içerisindeyseniz, içinde bulunduğunuz durumun nedenlerinin en doğru şekilde değerlendirilmesi adına Evimdeki Psikolog ailesinin alanında uzman psikolog ve klinik psikologlarından yardım alabilirsiniz.
Son olarak bu gibi faydalı içerikleri bir araya getirdiğimiz blog sayfamızı da mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.