Cinsel Obsesif Kompulsif Bozukluk, Obsesif-Kompulsif Bozukluğun (OKB) bir alt türüdür. OKB, kişinin günlük hayatını belirgin şekilde etkileyen, rahatsız edici, kişiyi bunaltacak dereceye getiren takıntılar yani düşünceler (obsesyon) ve bu rahatsız edici düşüncelerin giderilmesi için yapılan davranışlar (kompulsiyon) ile tanımlanan bir psikiyatrik bozukluktur. Obsesyonlar kişinin aklından atamadığı ve tam tersi ısrarla gelen düşünceler, dürtüler, görüntüler, kuşkular şeklindedir. Obsesyonlar davranışa dönüştüğünde kompulsiyon adını alır. Örneğin, kişinin obsesyonu yani takıntılı biçimdeki düşüncesi kirlenme üzerine ise kişi tekrarlayıcı yıkama davranışı sergiler ve buna da kompulsiyon denir. OKB’nin detayı ve tedavi yöntemi için bu blog yazısına göz atabilirsiniz.
OKB teşhisi konulan kişilerin %25’inin cinsel obsesif bozukluğuna sahip olduğu bilinmektedir. Bu tür takıntılar için cinsiyet ayrımı bulunmamaktadır. Kadın veya erkekte eşit derecede gözükmektedir. Takıntılı kişiler cinsel obsesyon ve kompulsiyon konularında yoğun sıkıntı, endişe ve utanç duyarlar. Bu durum da kişilerin cinsel hayatını büyük ölçüde etkiler.
Burada en önemli ayrımlardan birisi cinsel fantezilerdir. Kişiler, cinsel takıntılı düşünce ve davranışlarını fantezi ile adlandırabilirler. Fakat bu doğru değildir. Fanteziler zevk verir, kişi bundan rahatsız olmaz; fakat cinsel obsesyonlar kişiyi rahatsız eder ve bu düşüncelerden kurtulmak ister.
Cinsel takıntılar, cinsel problemler değildir. Kişiler bunu karıştırabilmektedir. Cinsel fonksiyon ile bir alakası yoktur. Bu tamamen düşünce ve kaygı bozukluğudur. Cinsel işlevi gayet normaldir. Fakat bu tür düşünceler yoğun olduğu sürece cinsel isteksizliğe yol açabilir. Bunun sebebi de bu düşüncelerden kaçmak ve uzak durmaktadır. Fakat kaçma davranışı veya uzak durmak bu düşüncelerin gitmesine neden olmaz. Hatta tam tersi kompulsif davranışlar sergilediği için daha fazla tetiklenir.
En Yaygın Görülen Cinsel Obsesyonlar
- Eş Cinsel Olma Korkusu: Bu görülen en yaygın cinsel takıntıdır. Bu düşünceye ergenlik dönemi içerisinde olan bireylerde daha çok rastlanır. Ergenler okul dönemlerinde birbirlerine lakap takar ve bu lakaplar ile dalga geçerler. Bunlardan bazıları; “topsun”, “geysin”, “ne biçim erkeksin”, “kadın gibisin” lakaplarıdır. Henüz tamamlanmamış kimlikler bu tür sözlere maruz kaldıklarında zarar görürler. Kendi cinsel kimlikleri konusunda şüphe duymaya başlarlar. Bu şüpheler de kişinin çok fazla düşünmesine ve kanıtlar aramasına neden olur; kendini etiketlemeye başlar. Ayrıca kişide taciz öyküsü var ise bu daha çok pekişecek ve kişide, “ben eş cinselim” obsesif düşüncesi yerleşmeye başlayacaktır. Bu obsesyon yerleştiğinde kişinin davranışlarında değişiklikler oluşmaya başlar. Örneğin, “ya hoşlanırsam” düşüncesinden ötürü hemcinsleriyle görüşmeyi bırakırlar. Bazı kişiler ise eş cinsel olmadıklarını kendilerine kanıtlamak adına eş cinsel kişilerle ilişki yaşar. Fakat en önemli nokta şudur. Kişi bu eyleminden haz alırsa bunu obsesyonu ile birleştirir; “zevk alıyorum, o zaman eş cinselim” düşüncesi daha fazla yerleşir.
- Cinsel Yolla Hastalık Bulaşma Endişesi: Kişi ilk defa gördüğü biri ile cinsel ilişki yaşadığında, AIDS veya cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara yakalandığı düşüncesi içerisine girer. Bu her ilişkide tekrarlanabilir, partneri ile birlikte olduğunda da bu obsesyondan kendini alıkoyamaz. Bu takıntılı düşünce ile kişi kompulsiyon olarak defalarca test yaptırır. Kişi ilişki sırasında korunmuş olsa da bu düşüncelerin azalmasına yardımcı olmaz, hastalık kapmadığına inanmakta zorluk çeker. Bu obsesyona sahip bazı kişiler ise hastalık kapmamak için herhangi bir cinsel davranışta bulunmazlar.
- Spermin Bulaşma Endişesi: Bu obsesyona sahip kişiler, spermin bir başkasına bulaşıp hamile bırakmaktan korkarlar. Örneğin, sperm bulaşmış iç çamaşır annesinin iç çamaşırı ile aynı makinede yıkanırsa annesinin hamile kalmasından korkar ve çamaşırı aynı sepete atmaz. Bir başka korku ise; kişi mastürbasyon yaptıktan sonra ellerini iyice yıkamazsa orada sperm kalacağını ve bir başkası ile temas ederse o kişinin hamile kalabileceği düşüncesi de bu obsesyona aittir. Kişi bu takıntılı düşünce ile mastürbasyondan sonra ellerini defalarca yıkar.
- Bir Aile Üyesine Karşı Cinsel İstek Duyma Korkusu: Bu takıntılı düşünceye sahip olan erkek, annesine veya kız kardeşine karşı cinsel obsesyonlara sahiptir. Aynı şekilde bir kızın da, babası veya erkek kardeşi için bu şekilde düşünmesi bu obsesyonu içerir. Kişi, “eğer elini tutarsam veya sarılırsam uyarılırım ve arzu duyarım” düşüncesine sahiptir. Kişi bunları düşünmekten çok fazla utanç ve suçluluk duygusu duyar.
- Sapık Olma Korkusu: Kişi; “acaba ben sapık mıyım?”, “tecavüzcü olur muyum?”, “ya birine tecavüz edersem”, “ya bir çocuğa tecavüz edersem” cinsel obsesyonları tarafından yoğun bir şekilde ele geçirilir. Kişi bu düşüncelerini kontrol edemez, istem dışı akla gelir. Bu takıntılı düşünceleri olan kişiler utanç ve suçluluk duygusu ile dışarı çıkmaz, kendisini toplumdan uzaklaştırır.
- Cinsel İlişki Sırasında Gelen Korkular: Kişi cinsel ilişki sırasında hazza ve zevke odaklanmak yerine akla istem dışı gelen cinsel obsesyonlara odaklanır. Örneğin; kişi “ya çişim gelirse”, “ya erekte olamazsam” diye düşünür ve bu takıntılı düşünceler de kişinin cinsel ilişkiden uzak durmasına neden olur.
Cinsel Obsesif Kompulsif Bozukluğun Nedenleri Nelerdir?
Öncelikle biyolojik etkenler olabilir. Beynin ön ve alt bölgelerinde serotonin az ise kişide takıntılar meydana gelir. Ailenin de her psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi cinsel obsesyonlarda da rolü vardır. Aile; çok baskıcı, suçlayıcı, kuralcı bir yapıya sahip ise kişi bu obsesyonlara sahip olabilmektedir. Ayrıca ailede de bu cinsel obsesyonlara sahip bireyler var ise kişi bunları öğrenebilir, etkilenebilir. Kişi, ergenlik veya gelişim dönemlerinde travmaya maruz kaldıysa yine cinsel obsesyonlar ortaya çıkabilir. Bu obsesyonlar ileriki yaşlarda da yoğun strese ve kaygıya bağlı olarak da ortaya çıktığı görülmektedir.
Kişi bu cinsel takıntılıklara kendisini cezalandırma amacı ile sahip olmuş olabilir. Yani kişi bunu ödenen bir bedel gibi düşünebilir. Suçluluk veya günahkarlık duyguları kişide yoğun ise bu takıntılar bir nevi kendisini cezalandırma yöntemidir. Kişi değer yargılarına ters düşen bir obsesyon ile kendisie bedel ödetir. Bu da genelde ahlaki değerleri yüksek ailelerin çocuklarında gözükür.
Cinsel Obsesyonlardan Nasıl Kurtuluruz?
Öncelikle belirtmek gerekir ki, kişinin tek başına bunu yenmesi çok zordur. Bu konularda uzmanlığı olan, yetkinliği bulunanbir terapist ile çalışması gerekmektedir. OKB rahatsızlığı zordur, kişi sabırlı olmalı ve sürece odaklanmalıdır. Terapi ile birlikte ilaç tedavisi daha iyi ve daha hızlı sonuçlar doğurmaktadır.
Cinsel obsesyonlar, kaygı ve düşünce sorunu olduğu için Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile çözülebilmektedir. En çok kullanılan, maruz bırakma tekniğidir. Kişi obsesyonlarına maruz bırakılarak kaygıyı azaltmayı amaçlanır; aynı zamanda kompulsif davranışlar engellenir.
Kişiye farkındalığın önemi vurgulanır. Bu düşüncelerin herkesin aklına gelebileceği; fakat bu cinsel obsesyonların sadece bir düşünce olduğu, her düşündüğünün de doğru olmadığı anlatılır. Bunu görebilmesi için de çeşitli egzersizlere başvurulur.