Merhabalar, bu yazımızda çağımızın giderek artan ve bir o kadar da popüler problemlerinden biri olan, “bağımlılıktan” bahsedeceğiz. Bu kelimeyi duyduğumuz zaman aklımıza öncelikli olarak alkol ve madde bağımlılıkları gelmektedir. Ancak bağımlılık, uyuşturucu madde ve alkolün yanı sıra; davranışsal bağımlılıklar olarak da ele alınmaktadır.
Kısaca tanımını yapmamız gerekirse; bağımlılık, bir madde veya davranışı dürtüsel ve tekrarlayan bir istekle kullanmak, kullanmayı bırakamamak ve bu zararlı davranışı kontrol edememek olarak tanımlanabilir. Davranışsal bağımlılıklarda alkol, uyuşturucu veya sigara gibi maddeler yerine bazı davranışlar(kumar, oyun, seks, egzersiz, internet, alışveriş, yeme…) kişide bağımlılık yaratır. Davranışsal bağımlılıklar da, dışarıdan vücuda alınan maddenin beyinde yarattığı haz ile aynı etkiyi yaratır ve kişiyi; davranışı dürtüsel şekilde sürdürme, aşerme ve yoksunluk gibi aynı süreçlere iter. Bu yazıda ele alacağımız davranışsal bağımlılık türü ise “Alışveriş Bağımlılığı(Onyomani)” olacaktır.
Bir bireye alışveriş bağımlısı diyebilmemiz için o bireyin satın alma durumuna karşı durdurulamaz şekilde dürtüsel bir istek duyması, almamak ve kendini durdurabilmek adına sürekli ve tekrarlayan bir biçimde çaba göstermesi, alışverişin artık kişinin işlevselliğine(sosyal, ekonomik, eğitim ve psikolojik) zarar veriyor olması ve bu davranışını gerçekleştirmediği zamanlarda öznel bir sıkıntı hissetmesi gerekmektedir. Alışveriş bağımlılığında satın alınan nesneden ziyade alma durumunun kendisi bireye haz vermektedir. Birey alışveriş yapma dürtüsüyle o nesneyi aldığında kendini iyi hissediyorsa tamamen hazza yönelik hareket edebilir hale gelebilir; hatta kimi zaman ihtiyaç duymadığı halde aynı nesnenin türevlerinden veya aynısından tekrar alabilir. Yani alma davranışına karşı bir aşerme durumu gerçekleşir ve eğer alma gerçekleşmezse yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir.
Alışveriş dürtüsü geldiği zaman kişi derhal o ihtiyacı gidermek ve hazza ulaşmak ister. Bunun için illaki fiyatı yüksek ürünler alınmasına da gerek yoktur. Kişi o an, alma duygusunu tatmin edebilmek adına çok çok düşük fiyatlı; ihtiyacı dahi olmayan ürünleri alabilir. Sonucunda ise sürekli alma durumu kişinin ekonomik durumunu negatif yönde etkiler; kredi kartı harcamaları, borç almaları beraberinde getirirken; aynı zamanda ailesi veya partneri ile olan ilişkilerini de zedeleyerek kişinin birçok yönden işlevselliğine zarar verir.
Genel olarak baktığımızda, kişinin bağımlı olunan nesne karşısında ağladığı haz, o davranışa veya nesneye bağımlı hale gelmesine neden olur. Bu durumun altında birçok dinamik yatabilir veya birçok dışsal durum sebep olabilir. Günümüzde alışveriş bağımlılığına, diğer bir deyişle onyomaniye neden olan psikiyatrik rahatsızlıklara; dürtü kontrol ve madde kullanım bozuklukları, duygu durumu ve yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları, kişinin hayatında algıladığı stres gibi örnekler verilebilmektedir. Bu rahatsızlıkta, sadece bireyin kendisinde olan nedenler değil; dış etken olarak sayılabilecek; kredi kartı kullanma algısı, gelişen reklam ve pazarlama teknikleri, internet, aile ve sosyal çevrenin de etkileri büyüktür. Kişi onaylanma, beğenilme ihtiyacı, psikolojik doyum, kendini yeterli ve değerli hissetme, mutlu olma, heyecan hissetme ve kendine güvenini artırmak için alışveriş yapıyor olabilir.
Bütün bu nedenler ve durumlar her bireye göre değişiklik gösterebilmektedir. Diğer davranışsal bağımlılık türlerinde olduğu gibi psikolojik yardım almak bu bağımlılığın altında yatan nedenlerin incelenip üstesinden gelinmesi ve kişinin baş etme stratejileri geliştirmesine yardımcı olabilmektedir. Bu konuda başarılı olunduğunu gösteren birçok araştırma bulunmaktadır. Günümüz dünyasında her ne kadar tüketim çılgınlığına karşı koymakta zorlansak da, kendi durumumuzun farkına varıp psikolojik iyiliğimize yönelik oluşturduğumuz motivasyonla alışveriş bağımlılığının üstesinden gelebiliriz.
Sevgilerle