İştah kelimesi, Türk Dil Kurumuna göre “yemek yeme isteği” olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla iştahsızlık, yemek yeme üzerine istek duymama olarak yorumlanabilir. İştah üzerinde belirleyici olan pek çok fizyolojik ve psikolojik etken vardır. Bu yazıda daha çok iştahsızlığın psikolojik sebeplerine odaklanılacaktır.
İştahsızlığın Psikolojik Nedenleri Nelerdir?
İştahınızı etkileyebilecek çeşitli psikolojik sebepler vardır. Bu sebepler iştahsızlık yaşamanıza yol açarak dolaylı yoldan fiziksel pek çok sağlık sorunuyla da karşı karşıya gelmenize yol açabilir. Dolayısıyla iştahsızlığa yol açan bu psikolojik faktörler mutlaka dikkate alınmalı, sorunun fiziksel olmadığına dair var olan inançlar, iştahsızlık hakkında yardım alınmamasına yol açmamalıdır.
İnsanların iştahlarını kaybetmelerinin en yaygın psikolojik nedenlerinden bazıları şunlardır:
Kaygı (Anksiyete)
Kendimizi kaygılı, endişeli hissettiğimizde bedenimiz pek çok farklı tepki verir. Bizde kaygıyı açığa çıkaran tetikleyici duruma göre bedenimiz “savaş ya da kaç” tepkisini ortaya çıkarabilir.
Savaş ya da kaç tepkisi özetle, bizde rahatsızlık yaratan duruma karşı savaşarak mı yoksa o durumdan kaçarak mı davranış göstereceğimiz üzerinedir. Evrimsel açıdan bakıldığında bu tepki insanların hayatta kalması açısından oldukça önemli bir yere sahiptir ve insanların nefes alma sıklığını, kalp atış hızını ve kaslarındaki gerginlik düzeyini artırarak insanları, tehlikeye karşı verecekleri her türlü tepkiye dair hazır hale getirir. Ortaya çıkan böyle ilkel bir tepki, insanlarda iştahı bastırıp iştahsızlığa yol açabilir. Ayrıca yapılan çalışmalara göre “savaş veya kaç” tepkisi, vücudumuzdaki birçok sistemin daha hızlı çalışması (artan kalp atış hızı, artan nefes hızı) sebebiyle metabolizmamızı hızlandırabilir ve böylece yiyecekleri sindirme ve emilim şeklimizi etkileyerek potansiyel olarak kısa vadede kilo kaybetmemize yol açabilir. Bununla birlikte, bu ani kriz geçtikten sonra iştahın nasıl değişeceği kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Depresyon
Depresyonda olan kişiler için en yaygın semptomlardan biri, daha önceden zevk aldıkları etkinliklere karşı ilgisiz olmalarıdır ve depresyonda olan kişiler, yemek yapmak veya yemek yemek dahil her şeye karşı ilgilerini kaybedebilirler. Bu kişiler aynı zamanda yemek hazırlayacak enerjiyi de kendilerinde bulamayabilirler. Yani aslında depresyonda olan bireyler için yemek hazırlamak, hatta kimi zaman yemek yemek bile yorucu bir iş olarak görülebilir. Bununla birlikte depresyonda olan insanlar kendilerini üzgün, değersiz veya umutsuz hissedebilirler.
Kimi zaman depresyondayken kendilerini eskiden olduğu kadar sevmeyen insanlar, sağlıklarının önemli olmadığına veya yemek yemeyi, daha iyi hissetmeyi hak etmediklerine inanabilirler. Karşılıklı etkileşim halinde olan tüm bu duygular, düşünceler ve davranışlar, iştahta azalmayla kendini gösterebilir. Son olarak depresyon tedavisine eşlik eden antidepresan kullanımı söz konusu ise kullanılan antidepresanın bir yan etkisi olarak da iştahsızlık yaşanabilir.
Stres
Dünya Sağlık Örgütü stresi fiziksel, duygusal veya psikolojik gerginliğe neden olan her türlü değişiklik olarak tanımlamıştır. Stres, vücudunuzun dikkat veya eylem gerektiren herhangi bir şeye verdiği tepkidir ve stres vücutta belirli fizyolojik, biyokimyasal ve davranışsal değişikliklerle sonuçlanır.
Herkes bir dereceye kadar stres yaşar. Farklı bireylerin strese karşı farklı tepkileri vardır ve bu tepkiler bireylerin fizyolojik, psikolojik ve çevresel faktörlerine göre değişir. Bununla birlikte, sizde stres yaratan durumu yorumlama şekliniz ve strese tepki verme şekliniz, psikolojik sağlığınız için büyük bir fark yaratır.
Stres ve yemek yeme arasındaki ilişki uzun zamandır tartışma konusu olmuştur. Önceki çalışmalardan elde edilen sonuçlar, stresin bir kişinin iştahını ve yeme davranışlarını etkileyebileceğini göstermiştir. Yapılan pek çok çalışma, stresin yeme davranışları üzerinde iki farklı şekilde etkisi olabileceğini göstermiştir. Bazı insanlar stresin yarattığı ve olumsuz olarak algılanan duygulardan uzaklaşmak için yeme davranışını artırırken, bazı insanlarda ise stres, iştahta azalmaya sebep olabilmektedir. Ayrıca karşılaşılan en büyük yaşamsal zorluklardan biri olan ve yine sıklıkla strese sebep olabilen yas süreci de iştahta azalmaya sebep olabilir.
Madde Kullanımı
Madde kullanımının birçok olumsuz yan etkisinin arasında kişinin iştahı üzerindeki etkisi de vardır. Uyuşturucu veya alkolün uzun süreli kullanımı, bu maddeleri kullanan kişilerin aç hissetmelerini önleyebilir ve yetersiz beslenmeye/sağlıksız kilo kaybına yol açabilir.
Anoreksiya
Son olarak değinilmesi gereken bir diğer konu ise, İngilizcede Anoreksiya (Anorexia), genel bir iştah kaybı veya gıdaya olan ilgi kaybını ifade eder. Bazı insanlar “anoreksiya” kelimesini duyduklarında, bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nervozayı düşünürler. Ancak ikisi arasında farklılıklar vardır. Anoreksiya nervoza aslında iştah kaybına neden olmaz. Anoreksiya nervozadan muzdarip kişiler, kilo alımını önlemek için bilerek yiyeceklerden kaçınırlar. İştahsızlık yaşayan insanlarsa bunu kasıtlı bir şekilde tercih ederek yemeğe olan ilgilerini kaybetmezler. Bu iki durum arasındaki önemli bir farklılıktır.
Hepimiz zaman zaman iştahımızda dalgalanmalar yaşayabiliriz. Eğer kısa bir süre için iştahınızın her zamankinden farklı olduğunu hissediyorsanız muhtemelen endişelenmeniz gereken bir durum söz konusu değildir. Ancak eğer iştahsızlık durumunuz birkaç günden uzun sürerse veya yorgunluk, ağrı, kusma gibi başka belirtiler de iştahsızlığınıza eşlik ederse lütfen bir an önce doktorunuza başvurun. Bununla birlikte, eğer yukarıda belirtilen potansiyel psikolojik sebeplerden birinden kaynaklanan bir iştahsızlık yaşadığınızı düşünüyorsanız, lütfen bir ruh sağlığı uzmanından yardım almayı ihmal etmeyin.
İştahsızlığın nasıl tedavi edileceği, iştahsızlığın ortaya çıkmasının sebepleriyle doğrudan ilişkilidir. Bazı bireyler için iştahsızlık kendi kendine bile çözülebilen hafif bir sorunken, bazı bireylerde çok daha ciddi sonuçlar doğurabilecek pek çok fiziksel ve psikolojik rahatsızlığın habercisi olabilir. Dolayısıyla sebebi ne olursa olsun yaşadığınız iştahsızlığı görmezden gelmeden, iştahsızlığınızın sebebini öğrenmeli ve iştahsızlığınızın giderilmesi adına tüm gerekli adımları atmalısınız.
Kaynakça
Adam, T. C., & Epel, E. S. (2007). Stress, eating and the reward system. Physiology & behavior, 91(4), 449-458.
Ans, A. H., Anjum, I., Satija, V., Inayat, A., Asghar, Z., Akram, I., & Shrestha, B. (2018). Neurohormonal regulation of appetite and its relationship with stress: A mini literature review. Cureus, 10(7).
Buss, P. M., & Pellegrini Filho, A. (2007). Health and its social determinants. Physis: Revista de Saúde Coletiva, 17, 77-93.
Chrousos, G. P., & Gold, P. W. (1992). The concepts of stress and stress system disorders: overview of physical and behavioral homeostasis. Jama, 267(9), 1244-1252.
Jeynes, K. D., & Gibson, E. L. (2017). The importance of nutrition in aiding recovery from substance use disorders: A review. Drug and alcohol dependence, 179, 229-239.
Rabasa, C., & Dickson, S. L. (2016). Impact of stress on metabolism and energy balance. Current Opinion in Behavioral Sciences, 9, 71-77.
Saha, S., Hatch, D. J., Hayden, K. M., Steffens, D. C., & Potter, G. G. (2016). Appetite and weight loss symptoms in late-life depression predict dementia outcomes. The American Journal of Geriatric Psychiatry, 24(10), 870-878.